Psikolojik ve felsefi düşünceleri ve hileleri kullanarak bunları kirli amellere alet adenlerin hatta kitlelere karşı bir silah olarak kullananların önüne bir set ve cahilliğe de bilgi aktarımı olması amacıyla yazılan bu eser;insanlığın gitgide bir girdaba doğru sürüklenmesinin sebebinin insanlığa dikte edilegelmiş birtakım psikolojik algılar, ,baskılar, tabular,örf ve âdetlerin arkasının ne kadar boş olduğunun ve yeni dünya düzeninin , içinde yaşamakta olduğumuz toplumun ve ister istemez bir şekilde hayatımıza giren insanların bizi ne kadar yıpratmış olduğunu dile getirmek için yazılan bu kitap , bizzat psikoloji ve felsefe, filozofların, psikolog ve psikyatristlerin tecrübe , birikim ve elli yılı aşkın bir şekilde süregelen araştırmaları ve çok eski zamandan bu yana süregelen değişmez davranışları gösteren anektodlar ile destekleyerek hizmetinize sunulmuştur.Kendini geliştirmek isteyen ancak bu koca evrende bir destek veya kendilerini koyabilecekleri bir akım , ideoloji,yol bulamayanlara bazı düşünsel destekleri sunmuştur çünkü biliyoruz ki;
" Düşünceler gayeleri doğurur. Gayeler eyleme dönüşür, eylem alışkınlıkları oluşturur, alışkanlıklarda karakteri belirleyerek, kaderimizi tayin eder. "
[ Tryon Edwars ]
NOT: BU KİTAPTA YER ALAN HİÇBİR ŞEY TAVSİYE VE YÖNLENDİRME AMAÇLI DEĞİLDİR!
YAZILANLARI SADECE FİKİR PAYLAŞIMI OLARAK KABUL EDEREK OKUMANIZ TAVSİYE EDİLİR.
On yaşında öksüz kalan Jane Eyre, kendisini hiçbir zaman sevmeyen, ancak kocasının vasiyeti üzerine bakımını üstlenen yengesiyle zor bir yaşam sürmektedir. Gönderildiği katı kuralları olan yatılı okulda (aslında Charlotte Brontë'nin bir yılını geçirdiği Lancashire'daki okuldur) kötü günler geçirir. Ancak Jane Eyre, Charlotte Brontë kadar şanslı değildir; okulda on yıl kalır ve öğretmen olarak mezun olur. Edward Rochester'ın malikânesinde mürebbiye olarak iş bulur. Evin gizemli efendisi Rochester'e âşık olur; ancak onu hayal bile edemeyeceği zorluklar ve acılar beklemektedir.
XIX. yüzyıl İngilteresi'nde, her türlü tutuculuğun kol gezdiği Victoria döneminde geçen Jane Eyre, birçoklarınca kadın hak ve özgürlüklerine sahip çıkan ilk romanlardan biri olarak kabul edilir. Yazarı Charlotte Brontë'nin yaşamından izler de taşıyan roman, hayatın sillesini yiyen yapayalnız bir genç kızın güçlü bir kadına dönüşmesinin öyküsüdür.
Jane Eyre, yalnızca kadının erkek egemen toplumdaki konumuna gözüpek yaklaşımıyla değil, güçlü ve tutkulu anlatımıyla da edebiyata yenilikler getirmiş bir öncü kitaptır.