Kor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren Rab dermanını da veriyordu ya işte... Dinlemiyordu gönül. Defterin kara sayfası, ardındaki aydınlığı gölgeliyor, o an içinde boğulacakları kör kuyuları andırıyordu. Fakat her karanlığın bir sabahı vardı. Ve her sabah bambaşka bir yapraktı...
Yirmi dört yaşında, yüz yaşında insanın hayatına sığdıramayacağı şeyler yaşamış Ahsen -Karahan- Miroğlu, feleğin en sert sillesini sol yanından yemişti. Yürek burkan hikâyesinin en can alıcı yeri silahından çıkan kurşundu. Gerçeğin aksine, kurşunu sol yanından yiyen Yavuz Arslan Miroğlu'nun çiçek açmamış toprakları buz tutmuş bahtına ve Çiyeşan soyuna inat tekrar tekrar yeşerecekti. Kuru topraklar sevdiğinin ellerinde can bulacak, yıllardır karanlığa gömülmüş mazi kendini aklayıp, pirüpak karşılarına dikilecekti. Bunca yıldır onlarca canı katleden kara yazgı gerçeğe kavuşacak ve hikaye baştan yazılacaktı.
Yürek kırgındı, vicdan mahcup. Ruh perişandı, beden bitap. Diller lâl, gözler şair... Kaderin kanlı pençesinde kıvranıyordu iki can... Kirli geçmişin gölgesinde çırpınan iki kan... Ve ortak bir düşman... Belki de tek düşman.
Yanlış bilinen doğrunun acı gerçeği...
Hüda'nın keskin kılıcı ve aşk denilen bataklığın iki kölesi...
Yürekli bir kadın, akıllı bir adamın hikâyesi...
***
Kapak tasarımı @ayatutulansizofren 'e aittir.
~~Tüm hakları saklıdır, herhangi bir çalınma, izinsiz kopyalanma durumunda tarafımdan yasal işlem başlatılacaktır. ~~
Ömer" Biz ne yaşadik turna kiyamet koptu ama kimse ölmedi bizden başka deprem oldu hiç birşey sarsilmadi kalbimizden başka..Acının zamanla bir ilgisi yok. Zaman yaraları iyileştirmez ama çok şey öğretir. Ben bu zamana kadar hayatla ilgili çok şey öğrendim
Ama ben bu acıya yabancıyım daha önce yaşamadım "
Biz ne yaşadik turna gözlüm"
Roni"Biz bir Ömre sığacak kadar sevdik yetmez mi? "
"her sarılışımızın 50 yıl hatırı var bende bu da bir asır eder turna .."
Ne o bana gelebildi. Ne de ben ona gidebildim ayrı şehirlerde aynı gökyüzünün aynı yıldızlarını seyrettik de ...Biz çıkmaz sokakta bile karşılaşmadik o bana hüzün kokan şarkılar dinletti. ben ona duygu dolu şiirler yazdım.. yaşayamadiğimiz aşkın girdabında kaybolduk o bana sitem etti..ben sessiz çığlıklar attim.. ....
gercek hayat hikayesiden uyarlanmıştır...
heskes kendi hikayesin yanan taraftı ..
Evin sevdiği adamdan koparılıp zorla verilmişti..
Berat.,in sevdini zorla birine vermişlerdi ..
Serhat . yillarca gizlice sevdiği amca kızı ona mecbur kalmasın diye sustu ama susutuklari geldi onu buldu...
Ömer Mardin'e turna gelmedi ama Turna gözlü kız geldi dedi... aşık oldu...Ömer bilseydi hayatın başlarına ne getireceğini severmiydi? Evet Ömer yine severdi.. bilseyidi bu kadar severmiydi...roni yine çok severdi....
"Korkuyorum Ömer çok seven kavuşmazmiş ben seni çok sevmekten korkuyorum
Roni Ömer gibi adamlar işim olmaz bin kalbim olsa birini vermem dedi..Ömer,i görünce ilk görüşte aşık
size göre aşk nedir tanımı nedir yani onlara göre aşk onlardı.
Kitabımın ismi sadece bana aittir..kimsenin kullanmasina müsadem yoktur .. gerçek kurgu olduğu için lakaplar karakterlere ait izinsiz kimse kullanamaz