Asena nam-ı diğer Öfke, zorlu ve disiplinli askerlik hayatında cesareti ve kararlılığıyla ön plana çıkan bir üsteğmendir. Ancak yaptığı hatalar sonucunda, kendi ve eski timiyle birlikte ordudan ihraç edilir. Bu ihraç, sadece kariyerini değil, aynı zamanda hayatının temel taşlarını da sarsar. Fakat Asena için mücadele bitmemiştir. Eski komutanı olan albayının gizli bir emriyle, sivil olarak vatanına hizmet etme görevini üstlenir.
Yeni görevi, askeri bir birlikle ortak çalışarak ülkesinin güvenliğini sağlamak ve gizli bir tehdit karşısında koruma altına almaktır. Asena, sivil kimliğiyle bu tehlikeli ve karmaşık göreve adım atarken, sadece fiziksel dayanıklılığını değil, ruhunun derinliklerinde saklı olan duygularını da keşfedecektir. Görev boyunca, yıllardır kapanmış olan kalbi yeniden atmaya başlar ve uzun süre önce unuttuğu aşk duygusunu yeniden keşfeder.
Görev sırasında, Asena'nın karşısına hem eski dostlar hem de yeni düşmanlar çıkar. Eski timiyle yeniden askeri ortamda bir araya gelmek, ona hem güç hem de karmaşık duygular getirir. Ancak en büyük sınav, kendi kalbinin derinliklerindeki duyguları yeniden canlandırmaktır. Yıllardır saklı kalmış duygular, Asena'nın görev sırasında karşılaştığı tehlikelerle yüzleşirken gün yüzüne çıkar.
Bu heyecan dolu hikayede, Asena'nın görevi, onu düşmanlarla dolu bir dünyada sadece vatanını korumak için değil, aynı zamanda kendi kalbinin derinliklerindeki gerçekleri bulmak için bir yolculuğa çıkaracaktır. İhanet, tehlike ve aşkın iç içe geçtiği bu serüvende, Asena'nın cesareti ve kalbinin gücü sınanacaktır.
"İzliyoruz " derken sesinde garip bir dalgınlık oluşmuştu. Dudaklarıma bir gülümseme yerleştirirken kemerimi çıkardım ve son kez ona baktım.
"Gidiyorum" derken direksiyonda ki elini kaldırıp yüzüme koydu ve sabah evden çıkmadan önce yenilediğim bandajın üzerinde gezdirdi parmaklarını, gözleri yaramdan ayrılıp da tekrar gözlerimi bulduğun da şok olmuş gibi ona bakıyordum.
"Yaralanma olur mu? " dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. Sadece ona bakıyordum. Güzel yüzü tam karşımdayken ve bana böyle bir cümle kurarken ne diyebilirdim ki? Ne demeliydim?
Kendimi toparlamaya çalışırken onun benden uzaklaşan eline kısa bir bakış atıp gülümsemeye çalıştım ve derin bir nefes alırken yüzümü ondan biraz geriye çektim. Elimi kaldırıp bir asker selamı yaparken, "Emredersiniz Yüzbaşım "dedim gülümseyerek ve hemen ardından bir şey söylemesini beklemeden arabadan indim. Son gördüğüm şey ise dudaklarına yayılan gülümsemesiydi.
.....