Kafama denk gelen bira şişesiyle acıdan dudaklarımı ısırıyordum. İçimden "Allah belanı versin, Allah seni kahretsin; bana gelen, sana gelsin laaan!" diyerek parçanın sözlerini değiştirip İsmail YK edasıyla haykırırken, dışarıya sesimi çıkarmamak için dudaklarımı kemiriyordum. Çıkarsaydım, belki de sonsuza dek susmak zorunda kalacaktım. Dikkat çekmemesi için çöpün kapağını bilerek açık bırakıp, kendimi kartonlar ve poşetlerle kamufle etmiştim. Aksi gibi ellerinde ki bira şişesini unutmuştum. Gerçi unutmasam ne olacaktı ki? Yapacakları her şeyi önceden tahmin edip ona göre davranamazdım ya. Bir Sherlock Holmes'lüğüm eksikti zaten!
11.07.2017
(Tüm hakları saklıdır.)
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."