Kirli bedenlerine düşen birkaç mavi aradı. Ceset'in gözleri, kızın yıkım soluyan yüzünü izlerken adam zorunluluktan kıpırdayamayan dudaklarının çekmesi gereken azabı düşündü. Ruhunun yanacağı kadar yanacaktı ama yine de ruhu kadar yanmayacaktı. Zehirli bir çiçek demişti kız. Zift grisi kalbe verirken kendini. Adam kızın omuzlarına dokunduklarında hareket etmeyen parmaklarına baktı. Bu hangi cehennemdi? Varlığını solurken ölmek. Ona ölürken, onun için eli kolu bağlı kalmak...