Aşkı bulmak mıydı zor olan yoksa o aşkı yaşamak mı ? Sadece birine mi nefes alan bir varlığa mı aşık olurdu insan yoksa kendisi için kiymeti olan bir varlığa aşık olamaz miydi? Peki aşk sadece sözler miydi yoksa sadece gözler miydi ya da yürekte hissedilip dillere ve gözlere düşmeyen bir deprem aşk olamaz miydi?Gururdan mı susardı yoksa bu hislere? Aşkta gurur olur muydu? Öyleyse aşıklıkta zirve yapmış olan Kerem neden kendine deli dedirtecek kadar gurursuz?Gurur hadi neyse kolay bir tanımı var da aşk neydi sahi?Selvi Boylum Al Yazmalım filmindeki o diyalog muydu yani... Aşkın tanımı herkes için çok farklıdır bazen acıdır bazen sevinçtir belki bazen platonik belki bazen dokunmaktır belki de bazen uğruna canını feda etmektir. İşte bu cani seve seve feda eden bir teğmenin dramatik yer yer romantik- her ne kadar odun da olsa - hayallerimizde belki sinemizde yer bulacak.Askerliğin ne kadar zor aşkın ne kadar vefa ve cefa istediğine şahit olacağız.Teğmenin bunlara rağmen yıkılmayışı belki bir çok aşığım diye geçinen zamanın aşıklarına örnek olacak naçizane. Belki yaşadığı sevinçler, kızgınlıklar tanıdık gelecek. Ama bu teğmen sadece bir bedene bir canlıya aşık değil o ilk başta degerlerine aşık.Öyleki zor bulup kolay kaybedeceği mutluluktan vazgeçip bizim mutluluğumuzu önemseyecek kadar yiğit,korkusuz. Aşkı kendinize iyi tanımlayan çünkü dikkat bu kitapta kim aşık kim değil çok kararsız kalacağınız muhteşem bir diyalog hakim. Dondurma tadinda hem hemen bitirmek isteyeceksiniz erir diye hem hazzı uzun sürsün isteyeceğiniz bir kitap yazmak dileğiyle... -