Kalbi Kor
  • Reads 437,946
  • Votes 23,064
  • Parts 81
  • Reads 437,946
  • Votes 23,064
  • Parts 81
Complete, First published Sep 14, 2016
Rakı yarım doldurulur kadehe, hiçbir zaman eksik veya fazla olmaz sudan. 
    
    Derler ki, rakı masasında yokluğuna küfür edecek bir can vardır mutlaka, o yüzden boş kalan yanı sana dolu olan yanı yarana...
     
     Bir adamın kalbi buzdan kalıplarda değilde kor alevlerdeyse vardır sorun. Dudaklarıyla buluşan her damla alkol düşer yüreğine alev aldırır tekrar ve tekrar. Beyninin içindeki bitmek bilmeyen bir muharebede galip gelsem mi gelmesem mi mücadelesiyle boğuşur. Bir yanı korkak çocuk olur rakı masasındaki adamın, bir yanı mert delikanlı, başka bir yanı ise yarım kalmış sevdasızlığı. Nasıl ki bardağın dolu tarafıyla mı yoksa boş tarafıyla mı ilgilendiğinizi öğrenmek isterse psikologlar, rakı masasına oturmuş bir adamın bardağında bir damlalık dahi yer kalmamıştır. O kadeh ağzına kadar dolmuştur, dudak payını unutmuştur saki ve parmaklar arasına sıkışan o kadehten mutlaka bir kaç damla dökülür dışarı. 
  
     Hal bu iken bir kez kor olduysa kalbiniz, bir daha tatmam demek için her zaman fazla erkendir.
  Çünkü insan kendi yanılgılarının sonu gelmez esiri olur ve kendine ait dört duvarı kabullenmek başkasının yaptığı yüzlerce metre kareyi kabullenmekten daha kolaydır her zaman.
  
  Başlangıç Tarihi: 01.01.2017
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Kalbi Kor to your library and receive updates
or
#4wattsy2018
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
KEHRUBA cover
Suç İşleri cover
Takıntı cover
AŞK-I YÜREK  cover
Zeytin Dalı cover
İzler Silinmez cover
MİAT cover
MÜPTELA (tamamlandı) cover
KALBİM SANA ÇATTI cover

Lafügüzaf

18 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.