Okyanus ortasında sessizce,kimsesizce terkedilmiş bir teknedeyim.Pusulasını kaybetmiş,öylece salıvermiş bir tekne.İçinde sadece ben ve sana ait olan duygularım.Almışım kalemi elime,yazıyorum,sana ve sensizliğe ..Dilimin sustuklarını ,yüreğimin konuştuklarını dinliyorum,dinliyorum.Gözlerimden yaşlar tıpkı birer inci gibi damlayarak,elimdeki kağıdı ıslatıyor.Kağıt ıslandıkça sana ait mısralar ilişiyor gözlerime,sanki bütün mısralarda sen varsın,tıpkı yüreğime gizlenmiş gibi.Alıyorum ellerimi yüreğime doğru götürüyorum,avuçlarımın kırmızı olduğunu fark ediyorum,meğer ben her mısraları yüreğim kan ağlayarak yazıyormuşum.Ben yazdıkça o kanıyor.Yüreğimden bir dua yankılanıyor,açıyorum ellerimi semaya,Duamsın;ismini avuçlarıma fısıldadım ,Rabbim 'e yolladım diyorum.Anlayacağınız dua ediyor,Sabr diliyorum gerisi mi? teferruat..
Bir söz vardır:Eğer şiir olmak istersen ,şairi kendine aşık ediceksin,Şair olmak istersen şiir gibi seveceksin.. Ben seni yüreğimin en derin yerinden sevdim...
Bu kitapla bambaşka bir töre hikayesi okuyacaksınız. Bol kahkahalı kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da öfkeleneceksiniz. Ama bir karakter var ki o sizden biri. Onu seveceğinize emimim.
Ezman okumak için gittiği ve orada kalıp çalışmaya başladığı İngiltere'den Mardine yaz tatiline gittiğinde berdel kararıyla Asmin ile evlenmek zorunda kalır.
Ne Ezman bu zamana kadar izleyip okuduğumuz bir ağa ne de Asmin boynu bükük bir berdel gelinidir. Ezman başta bu evliliği kabullenmek istemez ve Londra'ya kaçma planları yapar. Sizce bunu başarabilecek mi?
Her ikisi de bu kadar alışagelmişin dışında bir karaktere sahipken, evlilikleri ayakta kalabilecek mi?
Ezman Ağa'nın ve Asmin'in berdel hikayesini okumaya, okurken hem gülüp hem ağlamaya var mısınız?