Hayat bazen beyazın saflığında takılı kalan hayaller, düşüncelerse siyahın karanlık girdabına misafir olmuş gibi.
Bazıları mavinin özgürlüğüyle gök yüzünde kanat çırparken, bazıları lacivertin sonsuzluğunda kaybediyor.
Yeşil huzur rüzgarını ruhumuza üflerken, sarı neşe katıyor geçen zamandan bir kaç dakika çalarak.
Sıradan yaşamımıza kırmızının canlılığını eklerken, habersiz kalıyoruz siyahla beyaz arasında karışıp griye dönen sokakların masum hayatından.
Sadece bir defa başını kaldır gerçekte güzel renklerle parlayan kalpleri duymaktan öteye geç, onları gör. Gör ki, kaybettiğimiz güvenin, sevginin yerini boş umutlarla değil, bizi ayakta tutabilecek şeylerle doldura bilelim. Onları gör ki kendimizde başlayan saygının, sevginin unvanında hata yapmayalım. Ama önce kendi rengini görmen gerek, sevdiğin değil ait olduğun renk önemli, yoksa etrafın siyah beyaz görüntüden başka bir şey olmaz.
öğle vaktinin en kavurucu olduğu zaman dünyaya gelmişti küçük kız bebek yine aynı zaman ve günde terk edildi bir yetimhane köşelerine atıldı hor görüldü ağladı sesini duyan olmadı düştü kaldıran olmadı saçını okşayan bir el olmadı minicik başıyla hayata tutundu herşeye rağmen bir ailesi olsun istedi peki buldumu o aileyi ya ilerde öz ailesi ortaya çıkarsa doğduğundan beri görmediği annesini görürse? hadi gelin hep beraber Selvinin hayatına göz atalım ❤️❤️❤️