Bizim sıradan hayatlarımız. Sıradan ne demek hiçbir özelliği olmayan, bayağı, değersiz ve niteliksiz. Hepimiz bir diğerinin kopyası gibiyiz. Toplumun yüzde doksanlık diliminden fazlası bu halde ve bu sistem içinde kendine huzurlu bir yol arayan genç beyinler ülkenin daha iyi koşullara ve şartlara sahip olmasını isteyen ama bunu istediğini kendide bilmeyen genç insanlar bir bir toprağa düşer oldu son zamanlarda. İsteğimiz sadece biraz sevgi biraz şefkat biraz anlayış çok şey mi istiyoruz demeye dilim varmıyor. Şu karmaşık durumda gerçekten çok ama çok şey istiyoruz. Bu kitabı belki birilerin yüreklerine dokunurum da bir yerde bir şeyler düzelir, belki sevgiyle dolu bir hareket başlarda bizden sonrakiler kurtulur umudu ile kaleme alıyorum. Ben Ankara'nın varoş mahalle diye tabir edilen mahallelerinden birinde yaşamaya çalışan orta karar bir Türk genciyim. Güler yüzlü insanları olan, hayatın oynadığı binbir türlü oyuna rağmen hala neşeyle yaşamayı sürdüren insanların arasından yazıyorum bu satırları. Bizim en büyük sorunumuz yani ben ve benim gibi mahallelerde oturan insanların en büyük sorunu genç yaşta hayata veda etmek. Kimse kimseye derdini anlatamıyor anlaşılmaz haldeyiz aramızda çok büyük iletişim sorunları var. Çoğu kez haberlerde gazetelerde üçüncü sayfalarda gördüğünüz uyuşturucu ölümlerine bizler bire bir tanık olan insanlarız. Ölen insanlar hiçte sizlerin tahmin ettiği gibi boş ve vasat insanlar değiller tamam sıradanlar ama vasat değiller. Türkiye'deki bütün bağımlı gençlerin sesini duyurmak amacıyla hadi bismillah diyor ve başlıyorum.All Rights Reserved
1 part