Mektuplar... Bir sürü mektup var. Yanımda olsa yine aynı alaycı tavrımla "Hala antikacısın Mert!" derdim. Diyemedim. Kahve buğusunu yitirmek üzereydi. Yağmur dinmek üzereydi. Ve ben, Mert'i özlüyordum. Bir keresinde kıvrık dudaklarıyla çarpık biçimde gülümsemişti. "Biliyorsun, her zaman burada olmayacağım." Gülümsememe eden olmuştu. Oysa hep yanında kalacağım demesini beklemiştim. Hiç bir zaman klişe olmadı içinden ne geliyorsa orada öylece diyiverirdi. Bazen kıvırcığa yakın dalgalı saçlarını karıştırıp iç geçirdiğinde ona öylesine hayran bakardım ki onunla beraber içimi çekerdim. "Ah Leyla, ne güzel seviyorsun beni..." derdi. Belki de güzel sevdiği içindi.
1 part