Evrenin en büyük mücadelesini içime koyan yaratıcıya şükürler olsun bana fark ettirdiği için. Onu yalnızca bir fikir olarak göremezdim... Başladığım o kıldan ince, ayaklarımı kanatan yolda devam ederken çilelerim işe yaradı. Yolum genişliyor ve iki tarafı hala karanlık, hala derin... Ayaklarıma bağlı bir dünyanın yükü ile devam etmeye çalışıyorum. Yalnızca "bir fikrin hayatıma etkisini anlatmak ne kadar zor olabilir ki?" diyerek başladığım ilk sayfadan sonra ilerledikçe, satırlar arasından sesini duyar hale geldim. Bazı şeyler yaşanmadan bilinmez demiştim ya, işte bir iki cümle ile inandırmayı beklemiyorum kimseyi. Uzun uzun, yaşatmam gerekiyor; anlaşılabilmesi için sahiplenilmesi gerekiyor satırların. Tıpkı senin dudaklarından dökülmüş gibi sahiplenilmesi gerekiyor. İşte o zaman satırlarla değil; anlamı ile, anlam ile, benim ile bütünleşebilir ve söylediklerimi zihninde sen de yaşatabilirsin.
www.dilsihirdir.com
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"