"Anne?" "Anne?!" Bağırışlarına cevap gelmedi yine. Kafasındaki sesler onu rahat bırakmaya hiçte niyetli değillerdi.Yalın korkuyordu. Karabasanlarını susturması gerekiyordu. Ayağa kalktı, başını ellerinin arasına aldı ve sıkmaya başladı. Çığlıklar artıyordu durmadan. Bundan kurtulmak istiyordu artık. Ayağa kalktı çevresine bakındı sonra birden tepeciği gördü. Kumsalın yukarı tarafına düşen biraz yüksekçe bir yerdi. Koşar adımlarla tepeye doğru tırmanmaya başladı. Yalpalaya yalpalaya yukarı çıktı, çevrede kimse yoktu. Biraz soluklandı ardından tepenin uç kısmına doğru yürüdü. Yaklaşık 350 metre yükseklikten sahilin tamamı görünüyordu neredeyse. Sahile baktı mahzun mahzun. Denizin bezgin yakarışlarına ayak uyduruyordu duyguları. Güneşin örttüğü sahilde kumlar kızıla soyunmuştu. Geçmişe döndü tekrar. Annesini kaybedişini anımsadı. Kafasındaki sesler tekrar belirmeye başladı. Çığlıklar, yalvarışlar... Kumlara baktı tekrar. Mavi ve kızılın birleştiği noktadaydı. Geri dönebilir miydi?