Yalanlar mı yıkardı bir insanın hayatını, yoksa pişmanlıklar mı?
Ailesi, hayatı nasıl bu kadar yalan olabilirdi?
Murat mesleğinde başarılı, tuttuğunu koparan, ailesine karşı tutumlu ve sevecen bir eştir.
Hayatı tutulmuş dilekler gibi gökyüzünde parıldarken gerçekler hayallerini cam bir şişeye hapsedip derin ve sonsuz denizlere fırlatmıştı.
İnsan en kötü ne yaşayabilirdi?
Veyahut neler yaşayabilirdi?
İnsan iradesi onca olaya nasıl kayıtsız kalırdı?.
Delirmeden önce ki son evre neydi?
Murat'ın hikayesi başlıyordu...
***
Yıllar önce başlayan bir ayrılık hikayesi.
Daha doğduğu gün ölüm emri verilen bir kız.
Sırlarla dolu bir hayat.
Nefret duyulan bir beden ve sevgiye muhtaç bir kalp.
Yıllardır dedeleri tarafından kadınlara karşı bir nefretle büyüyen dört abi ve bir kardeş .
Kız çocuklarını bir utanç kaynağı olarak gören bir baba.
Yıllardır öldüğünü bildiği kızı için içi yanan bir anne.
Ve ailenin değerini bilen masum bir kız.
Peki sizce bu sekiz kişi onca engele rağmen aile ola bilecek mi?
"Aşiretmiş " sırf kız çocuğu olarak doğduğu için bilinmeyen biri tarafından ölüm emri verilen lakin ağasının emrine rağmen bir masuma kıyamayan bir kahya ile başlayan bir gerçek ailem kurgusudur.