Bu iki aşığın hem yok oluş hemde varoluş hikayesidir! Birbirlerini tüketeceklerdi ama aynı zamanda da birbirleri ile doğacaklardı
*
Alıntı
Ne gönül dayanabildi ne de gurur. Kalbime hançer gibi saplanan o bakışlar bitirdi bizi,beni...
Okyanusa bakan aynı renkte ki gözlerini onu dinleyen adama çevirdi. O gözlerde ki donukluk, hüzün, keder...ve bir çok anlam adamın boğazına koca bir yumru gibi oturdu. Keskin bir nefes almıştı ki naif ses doldu kulaklarına
"Benim çocuk kalbimi alan, alıpta parçalayan adamı ölene dek affetmeyeceğim!" Dudaklarını kulağına yaklaştırıp mırıldandı
"Sana bir sır vereyim mi?" Düz bir gülümseme armağan etti" Kalbimi parçalayan adamın yüreğini kor gibi yakacağım."
❝Yüzünü çok sevdim, ödünç alabilir miyim?❞ dedim birden gözlerimi gözlerine dikip. Nasıl olsa bir daha karşılaşmamız pek mümkün değildi, hem bu fırsatı kaçıramazdım hem de bu cesareti bir daha bulamazdım. Ağzımdan çıkan kelimelerin anlamsızlığıyla gözlerini kırpıştırdı.
❝Anlayamadım?❞
❝Yüzün tam hayalimdeki gibi, bir günlüğüne modelim olur musun?❞
Uyarı: Küfür ve argo kelimeler içermektedir.
Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür, gerçeklikle hiçbir bağlantısı yoktur.
Slow burn bir hikayedir.
Üniversite #1 / 16.11.2024