Sırlarla örülmüş, yalanlarla harmanlanmış, acılar ile donatılmış bir hayat düşünün. Gerçeklerin anlamını yitirdiği, güzelliklerin solduğu, geriye sadece yalnızlığın ve soğuğun kaldığı bir dünya hayal edin. Şimdi kendinizi bu dünyanın içindeki kaosun tam ortasına atın. Ve evet! Başardınız. Artık hayatı Youngjae'nin gözlerinden görüyorsunuz . Şimdi, başlamadan önce derin bir nefes alın ve gözlerini kapatın çünkü içine gireceğiniz hikaye mutluluktan uzak, vahşetle dost, kötülük ve karanlıkla kardeş bir hikaye.
"Takım elbiseli genç adam bir an olduğu yerde durdu. Arkasını döndü ve tekrar bana doğru hızlı adımlarla yaklaştı.
'Burdan gerçekten kurtulmak istiyor musun?' diye sordu büyük bi ciddiyetle.
'Her şeyi yaparım.' diye cevap verdim.
Tükenmiştim. Sadece eve gitmek istiyordum. Takım elbiseli adam durumu değerlendiriyor gibiydi. Benden tekrar uzaklaşarak gene arkasını döndü. O an gitmesinden ve beni bu adamların elinde ölüme terk etmesinden o kadar çok korktum ki nefes alamadım, gözlerimden daha fazla yaş gelmeye başladı. Fakat genç takım elbiseli, adamlarına dönerek:
'Onu arabama getirin.' dedikten sonra hızlı adımlarla bulunduğumuz yeri terk etti."