"Sadece sen varsın benim için! Anla işte! Başkası yok. O yok!" Hala aynı yalanları sıralıyordu işte. Yine kandırmaya çalışıyordu beni. "Hala kanıyorlar mı bunlara? Sen beni eski Uzay mı sandın? Çok yanılmışsın. Çünkü karşında üç yıl önceki o salak, saf Uzay yok. Karşında yeniden yaratılmış Uzay var! Beni o kadar hafife alma." Bana kısa bir bakış atıp arkasını döndü. "Sen bilirsin. Şu an yerinde eski Uzay'ın olmasını sen isteyeceksin. Ve senin tek sorunun güvensizlik. Haberin olsun diye söylüyorum." diyip arabasına binerek uzaklaştı. Tek yaptığım arkasından bakıp "Haklısın, pişman olacağım." diye fısıldamaktı. Arkamdan adımı seslenen Kuzey'e döndüm. Gözümden akan yaşları silip "Neden öyle bir şey söyledin?" dediğinde sessizce "Çünkü eskiden bunu söylememi beklerdi." dedim. Eskiden olsa ona karşı koymamı isterdi. Biraz dik başlı olmamı, o kadar saf olmamamı. Şimdi ise ona karşı koymamamı istiyordu. Ya ben bu dik başlılık işini fazla abartmışım. Ya da o eski Alperen değildi...
7 parts