Annesi kanserden Babası ise üzüntüden ölen, tam 11 yaşından beri hayatı tek başına öğrenmeye çalışan, tökezlese de güçlü olmayı başarabilen bir kız.
Serenay ÇETİN
Kaybettikkeriyle kalan, Umutlarını kaybedip kendini Vatanına adayan bir yiğit. Kan, ceset, silah sesleri onun günlük yaşamındaki rutinleri. Gözlerine bakınca intikamdan ötesi karanlık ve bulanık.
Rüzgar DEMİR
****
- Bedenimi korku kaplarken, biraz daha yaklaşıp beni duvarla arasında sıkıştırdı. Gözlerine bakmaya cesaretim yoktu.
Bedenini bana yasladığında vücudumu derin bir elektrik dalgası sardı. Eliyle çenemi kavrayıp yüzüne yaklaştırdı.
Gözlerine baktığımda korkumun gereksiz olduğunu düşündüm. Orası tamamen şefkatle kaplıydı. nefesi dudaklarıma değerken beni eriyip bitiren o cümleyi kurdu.
" Sonbahar da yere düşen, Kızıl Yaprak kadar güzel gözlerin. Bakmaya bir ömrünü, Ölmeye ruhunu verir insan." -
Sevmediğiniz yüzünü dahi görmediğiniz bir adamla evlenmek nedir bilir misiniz?
"Abi yapma kurbanın oluyum!"
Ağlayan gözlere abime baktım, baba yarıma en değerlime.
"Ben diyeceğimi dedim, iste yada isteme Azad'la evleneceksin Evin."
...
Mutfağa girip elerimi tezgaha yasladım. Arkamda hissettiğim kara gölge ile kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Uzun boylu, kumral özenle şekillenmiş saçları, yeşil ormanı andıran gözleri ile karşımda duran adama baktım.
"Ne işin var senin burda?"
Elerini cebine koyup rahat bir ifadeyle parmak uçlarında yükseldi.
"Müstakbel karnımı görmek istemiş olamamı?"
Sinirle burnumdan soludum.
"Ben senin o tanıdığın kızlara benzemem bir tane çarparım ağzının üstüne!"
Yeşil hanelerini kısarak baktı yüzüme.
"Bu sözlerini sana yerdireceğim zamanı iple çekiyorum Ceylan gözlü."
Sonda kullandığı hitapla dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kayınca vücudum gerilmişti...
(İmdadım kitabımı okuduktan sonra bu kitabıma okumanızı tavsiye ediyorum kafanızın karışmaması için.)
Evin ve Azad
(kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)