Bazen bir anda aklıma düşen cümleler, bazen duygularımın sonucu paragraflar, bazen de herkesin bihaber olduğu hikayelerime yazdığım ama sonra silinenlerden arta kalan kelimeler...
(Her bölüm çoğunlukla birbirinden bağımsız bir şekilde yazılmıştır.)
18 Şubat 2016'da başladım bu hikayeye. Doğum günümden birkaç gün sonra. Ve Son'u 18 Şubat 2018'de yazıp yayınladım. Bu hikaye benim o yıllardan arta kalan ve karanlık köşelerimde hapsedilen acılarımın, düşüncelerimin, hislerimin bir sembolü.
Burada paylaştığım hikaye ve denemelerimi okuyan herkesten tek bir dileğim var. Hala bazen benzer duygularla yanıp tutuştuğunda ruhum, buraya dönüyor ve yazdıklarımı tekrar okuyorum. Bunu yaparken ise beni en çok gülümseten ve bana huzur veren şeyler yazılan yorumlar oluyor. Bu yüzden, sadece tek bir bölüm bile okusanız lütfen yorum yazın er geç cevap vermeye çalışacağım.
Serkan şerefsizine saydırırken tanımadığım birine karşı pot kırmıştım. Kendimden nefret ediyordum. Yatağımda bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum.
Ağlamaktan nefessiz kalmaya başlamıştım.
Odamın penceresini açtım ama bana mısın demedi.
Üzerime ceketimi alıp evden dışarıya çıktım. Yollar kapkaranlıktı ve etrafta kimse yoktu.
Tek bir araba bile geçmiyordu.
Kendi başıma karanlıkta yürümeye alışkındım.
Ne de olsa annem ve babam öldükten sonra zaten hayatım kapkaranlık olmamış mıydı?
Dipnot: Gerçek kurum ve kişilerle uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur tamamen kurgudur