Bazen bir anda aklıma düşen cümleler, bazen duygularımın sonucu paragraflar, bazen de herkesin bihaber olduğu hikayelerime yazdığım ama sonra silinenlerden arta kalan kelimeler...
(Her bölüm çoğunlukla birbirinden bağımsız bir şekilde yazılmıştır.)
18 Şubat 2016'da başladım bu hikayeye. Doğum günümden birkaç gün sonra. Ve Son'u 18 Şubat 2018'de yazıp yayınladım. Bu hikaye benim o yıllardan arta kalan ve karanlık köşelerimde hapsedilen acılarımın, düşüncelerimin, hislerimin bir sembolü.
Burada paylaştığım hikaye ve denemelerimi okuyan herkesten tek bir dileğim var. Hala bazen benzer duygularla yanıp tutuştuğunda ruhum, buraya dönüyor ve yazdıklarımı tekrar okuyorum. Bunu yaparken ise beni en çok gülümseten ve bana huzur veren şeyler yazılan yorumlar oluyor. Bu yüzden, sadece tek bir bölüm bile okusanız lütfen yorum yazın er geç cevap vermeye çalışacağım.
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.