"Bazı öyküler vardır, neden yazdığınızı ya da yazdığınız öykünün kimler tarafın¬dan okunacağını bilemezsiniz. Çünkü öykünüzün geleceği daha belli değildir, siz de o öykünün anlatmak istediklerini kavrayamamışsınızdır. Bu yazdığım öykü ise bu bahsettiğim bazı öykülerin içine giriyor diyebilirim. Bu öykümü yazmaya ilk başladığımda sadece tek bir tema üzerinden gitmem gerektiğini biliyordum. Ölüm temasını bilindiğinin ötesinde bir son veya başka bir başlangıca doğru giden yolda ilk adım olarak görmedim de, onu zaten var olan başlangıca götüren bir yol olarak ele aldım. 22 Eylül 2008" Serdar, zihinsel problemleri olan annesiyle beraber İzmir'de yaşamaktadır. Babasını kaybetmiştir, onun yokluğu hayatında büyük bir eksikliktir. Yalnızdır ve hayatta amacı olmadan yoluna devam etmeye çalışmaktadır. Sevgi, ailesiyle beraber İzmir'e gelmiştir. Üniversiteye kaydını yaptıracaktır. Ailesinden uzaklaşmak zorunda kalacağı bir yola girmiştir. Saf ve duru güzelliğini yanından hiç eksik etmediği kemanından çıkan sesler tamamlamaktadır. Emre, amansız bir hastalıkla mücadele etmektedir ve her gün acı çekmektedir. doktor olan babası bile çözüm bulamamıştır. Tüm tedavi yöntemleri sonuçsuz kalınca Emre gölgelerle ve kan kokusunun eksik olmadığı bir yola sapmak zorunda kalmıştır. Ona tedavi için birilerini öldürmesi söylenmiştir, artık korkusuz bir katildir. Bu kayıp ruhların birbiriyle karşılaşması sadece bir tesadüf mü, kader mi yoksa daha büyük güçler tarafından planlanan bir oyun mu? Melekler, iblisler, cadılar, hayaletler ve en sonunda ölümün kendisiyle karşılaşacakları büyük bir maceranın başındayız. Ölüm zamanı sizleri bekliyor...
14 parts