Mima her pazar tekneyle gelir bizim iskeleye , gün batımını beraber tepelerden izler her defasında ilk ve son öpücüğümü ondan alırım.
Mima öyle güzel gülüyordu ki güneşin kızıllığında , hayal ederken gülen yanaklarında çıkan gamzeleri gözümün önüne getirebiliyorum hala.
Ardında güneş batıyor , Mima hava kararıyor , ardında kuşlar göç ediyor ,
Mima kararıyor ve kuşlarda simsiyah uçuveriyorlar gökyüzünde ,
Mima kararıyor fakat gözleri masmavi parlamaya devam ediyor.
Deniz kararıyor ve bize hep bir ağızdan seslenen kalabalığı işitiveriyoruz birden ,
mima sakis , mima sakis , mima sakis ...
Uyanıyorum , ne Yorgo , ne Dimos ne de Mima var yanımda.
Kavrayamıyorum zamanı