''Biz, acıya dayanıklı değil, acıya bağımlı kimseleriz. Bu durumda, bizi kim yenebilir ki?''
Ekibimizin kalıp haline gelmiş sloganını söyledik ve bu tehlikeli yolculuk için hazır duruma geldik. Bu güne dek birçok şeyle savaşmıştık, daha yeni keşfettiğimiz varlıklar, artık o kadar gündelik hale gelmişlerdi ki daha önce hiç görmediğimiz bir şeyle karşılaşınca bile şaşıramaz olmuştuk.
Dövme yaptırmak yerine, bıçakla kazıyarak kolumda oluşturduğum şekle baktım. Bu, gücümün sembolüydü. Bu bir ejderha sembolüydü. Ve bu ejderha, sadece insanların kurtuluşu ve benim küllerimden yeniden doğmamın değil, ölümümün de sebebi olacaktı.
Ekibime tekrar döndüm. Karşılaştığımız her zorluk, yaşadığımız, iliklerimize kadar hissettiğimiz her acı, bizi güçlendirmişti. Her seferinde, biraz daha...
---
Hikaye bitmemişti. Hikaye yeni başlıyordu. Aşkın, tehlikenin ve acının birleşimi. İmkansız adı altında listelenmiş her şeyin gün yüzüne tek tek çıkması kimin aklına gelirdi ki?
6 kişiden oluşan savaşçılar, acının kalıplaşmış halleri... Onlar asla dış dünyaya karşı kendilerinden taviz vermezler. Birbirleri dışında.
KISA BİR SÜRE SONRA İLK BÖLÜMÜYLE KARŞINIZDA OLACAK.
"Çok yakınımdasın kedicik. Dikkat et, ısırabilirim."
"O halde sana yeni bir bilgi daha çıngıraklı." Öfkesi birden çekilmişti. "Bir Aslanın dişleri de çok keskindir. Dikkat et. Ben sadece ısırmam, parçalarım."
"Vay be!" dedim hiç oralı olmadan. "Nasıl korktum fark ettin mi? Titriyorum yine."
Sessiz kaldı ama hala belimde duran eli sıkılaştı. Birden tüylerimi diken diken edecek bir şey yaptı. Dişleri boynuma sürttü. İnce derisini çekip örseledi. "Ödeşelim ister misin..." dedi, nefesi boynumu yalayıp geçti ve Lian ekledi. "...çıngıraklı?"
---
Assra Marian Sallister... Bir Ak Yılan prensesiydi ama ummadığı bir ihanetle kendini bir Aslan prensin pençeleri altında buldu. Şimdi ya o Aslanı öldürecekti ya da...
Hayır, başka bir seçenek yoktu.
Onu öldürecekti!
*Ejder Ateşi Serisi
1. Kitap: Yılan Yuvası (Tamamlandı)
2. Kitap: ...
3. Kitap: ...
4. Kitap: ...