''Biz, acıya dayanıklı değil, acıya bağımlı kimseleriz. Bu durumda, bizi kim yenebilir ki?''
Ekibimizin kalıp haline gelmiş sloganını söyledik ve bu tehlikeli yolculuk için hazır duruma geldik. Bu güne dek birçok şeyle savaşmıştık, daha yeni keşfettiğimiz varlıklar, artık o kadar gündelik hale gelmişlerdi ki daha önce hiç görmediğimiz bir şeyle karşılaşınca bile şaşıramaz olmuştuk.
Dövme yaptırmak yerine, bıçakla kazıyarak kolumda oluşturduğum şekle baktım. Bu, gücümün sembolüydü. Bu bir ejderha sembolüydü. Ve bu ejderha, sadece insanların kurtuluşu ve benim küllerimden yeniden doğmamın değil, ölümümün de sebebi olacaktı.
Ekibime tekrar döndüm. Karşılaştığımız her zorluk, yaşadığımız, iliklerimize kadar hissettiğimiz her acı, bizi güçlendirmişti. Her seferinde, biraz daha...
---
Hikaye bitmemişti. Hikaye yeni başlıyordu. Aşkın, tehlikenin ve acının birleşimi. İmkansız adı altında listelenmiş her şeyin gün yüzüne tek tek çıkması kimin aklına gelirdi ki?
6 kişiden oluşan savaşçılar, acının kalıplaşmış halleri... Onlar asla dış dünyaya karşı kendilerinden taviz vermezler. Birbirleri dışında.
KISA BİR SÜRE SONRA İLK BÖLÜMÜYLE KARŞINIZDA OLACAK.
Tuhaf tiplerle dolu hapishanede danışmanlığa başlayan William, aynı zamanda deli bir bilim insanı olan babasının inşa ettiği gizli laboratuvarda zorlu bir yolculuğa çıkar.