RUHUMDAKİ ÇIĞLIK
  • Reads 2,148
  • Votes 273
  • Parts 15
  • Reads 2,148
  • Votes 273
  • Parts 15
Ongoing, First published Oct 26, 2016
Mature
Gerçekler, bir çığlıkla başlamıştı.
Atılan bu çığlık hiç bir harfin kabul etmediği, o büyük yalanın bel kemiğini kırarken ölüm, işlediği tüm günahları genç kızın ruhuna kelepçelemişti.

Mira 'nın ruhuna işlenen günahlar, yavaş yavaş geçmişi aşındırırken geleceğe yalnızca, acıyı bırakmıştı.  

...

Ortalık harap olmuş sesimin çaresizliğiyle sustuğunda, o an rüzgar sertçe esmeye başladı. Ve kulağıma bağıra bağıra bir şeyler söylemeye çalıştı. Anlamaya zorlandığım bir anda bedenim kollarını iki yana açtı. Dehşetle ona baktığımda hızla kafamı iki yana salladım. "Hayır, yapma bunu! Lütfen bunu bize yapma Mira!" diye sayıkladım. 

Kahverengi gözlerime acı içinde bakarken sol gözünden bir yaşın akıp yağmur damlası gibi toprağa düştüğünü gördüm. Sonrasında gözlerini sıkıca kapatıp kendisini bana doğru bıraktığında, hıçkırıklar içerisinde," Hayır! Ölmek istemiyorum! Ölmeni istemiyorum!" diye bağırdım. Ama bedenim çoktan kendisini bana doğru bırakmış uçurumdan aşağı doğru süzülmeye başlamıştı. O an bedenimle içi içe girmiştim ve kapalı gözlerimi açtığımda devasa karanlığa doğru son hızda düştüğümü gördüm. Kurtulmak için elimden hiçbir şey gelmediğinde gözlerimi sıkıca kapatıp göz yaşları içinde hiç istemediğim ölümü bekledim. 

  
  ©Tüm hakları saklıdır!
All Rights Reserved
Sign up to add RUHUMDAKİ ÇIĞLIK to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
34 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
İMDADIM cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
Kara Gül  cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
SARRAF cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
GECENİN İZİ cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
AMARİS cover

DİLVAN (Kitap oluyor)

58 parts Complete

Tek davası okumak olan Avin Mirşad. Bin derdin dermanı olan Maran Mirşad. "Mardin şahidim Maran yüreğimin güneşisin. Dışımı aydınlatırken yüreğimi yakansın." Hayatın acımasız döngüsü içerisinde birbirlerine denk gelen iki insan. "Mezopotamya şahidim Avin. Hem gecem hem gündüzümsün. Sen benim gökyüzümsün." Herkesin bir yarası var. Güneş kadar yakıcı, gece kadar karanlık.