Oğlum dedi, yüzümü görmeye tahammül edemeyen adam, çalışıp ona para vermiyorum diye 5 yaşındaki çocuğunu kemerle döven adam, karısını sırf canı sıkıldığı için döven adam. Bana oğlum dedi.
O an bıraktım onu, o an annemin çoçuğunun onu öldürerek ellerini kirletmemesi gerektiğini düşündüm, o an o herifin kendi pisliğinde gebermesi gerektiğini düşündüm. Sonra pişman olacaktım biliyorum, keşke öldürseydim diyecektim ama o an onu orada öylece bırakıp gittim.
Koştum; saatlerce, nefesim kesilene kadar koştum. Ciğerlerim patlayana kadar koştum. Kaslarım yırtılana kadar koştum.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."