" Tanrı Aşkına! Senin iki çocuğun var, Harry! " O, evli biriydi ve bizim beraber olmamız imkansız denilebilecek kadar azdı. Biz... Olamazdık işte. "Her zaman bunu söylüyorsun. " Sesi o kadar güçsüz gibi çıkmıştı ki buna şaşırmamak elimde değildi. Acaba artık pes mi edecekti? " Lanet olasıca sözü, Tanrı'nın her gün söylüyorsun! " Bağırarak arabanın anahtarını aynaya fırlattı. Ayna paramparça olmuştu. Şom ağızlı birinin tekiydim. Adam yine parlamıştı. Her yeri yıkıp dökücekti. Bana doğru yaklaştı. Aramızda hiç mesafe kalmamıştı. Yüzümü iki avcunun içine aldı. Gözleri her zamanki gibi en güzel tonundaydı. Dudaklarıma doğru eğildi ve alt dudağımı dişleri arasına aldı. Tanrı'm... Bunu her yaptığında herşeyi unutuyordum. Şimdiki gibi. Ona ayak uydurmaya başlıyordum. " İnan ki sana herşeyi anlatmayı o kadar çok istiyorum... Ama yapamam. " Nefes nefese bunları söylemişti. Ben ise dediklerine kulak asmadım. Sadece bu anın büyüsüne kapılmış bulunmaktaydım.All Rights Reserved
1 part