Kara Günler Mevsimi (Tamamlandı)
  • Reads 308,787
  • Votes 25,465
  • Parts 99
  • Reads 308,787
  • Votes 25,465
  • Parts 99
Complete, First published Oct 29, 2016
Mature
En karalık anımı aydınlatan o iken, nasıl karanlığım oldu bilmiyorum.
   Çok sevdim ben Yiğit'i çocuk kalbimle. Hem de her şeyi uğruna feda edecek kadar çok. Kapkaranlık bir kış akşamı, yer yüzüne düşen her kar tanesi onu kalbime getirmişti haberim bile olmadan. Uğraştığım iğrençliklerin içinde, tertemiz bir nefes sanıp içime onu her çekişim de aslında ölüm fermanımı yazdığımı bile bile kabullendim Yiğit'i. İlk defa aşık olmuştum ve korksam da yaşamak istedim bu aşkı, yaşadım da.
      Hayatımın zul günlerinden önceki en mutlu olduğum zamanlarımın tek efendisiydi o. Ölüm girmeseydi aramıza belki ömrümün de tek efendisi olurdu, tıpkı benim de onun ömrü olacağım gibi...
                                                                             ***
    Gümüş; ömrüm, varlığım, her şeyim. O çocuk gözlerinde var olan aşk 'Yiğit Mirza' diye her bağırışında kanım damarlarıma dar gelirdi. Yokluğumun, çocukluğumun en değerlisi oydu. Bilirim onun da en değerlisi ben. 
     Onu ilk gördüğüm an, gözümden akan bir damla yaşın hakkını çok iyi vermişti hayat. Önce bir umutla bize verdiği aşkı, sonra söke söke elimizden aldı.
     Çocuk olmayı birbirimizin ellerinde öğrendik oysa. Sonra genç olduk dudaklarımızda süt değil, içki kokusu varken. Şimdi ise benim beynimde her an ölümü tetikleyecek olan hayaller,  kırık kalbim de sancılar var. Gümüşümün teninde ise lanetlenmiş insanların izi. Hayat, lanetli geçmişi olan biri olarak yeniden verse bana deli fırtınamı, gümüş gözlü küçük kadınımı. 
  Bu kez saklarım onu, o kara günler mevsiminden, hiç kışı bildirmem her dem yaz olurdu hayatımız...
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Kara Günler Mevsimi (Tamamlandı) to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
ZEMHERİ (TAMAMLANDI)  by TubaTrtr
69 parts Complete
"Gözlerin... Gözlerindeki o parlak siyahlık bana geceyi anımsatıyor. Etrafındaki beyazlar bir yıldız gibi yörüngenin etrafını sararken karanlıkta kaybolan ruhuma ışık oluyor." Ruhunun ruhuma denk gelmesi bu hayatta karşılaştığım en güzel tesadüflerden biri olsa gerek. Koyulaşmış göz bebeklerinden taşan yoğun duygu timsali gözlerime vurgun yaparken dudaklarım titredi. Ağlamamak için kendimle girdiğim savaştan mağlup çıkmak içimi kor gibi yakarken acı bir tebessümün dudaklarıma ev sahipliği yapmasına müsaade ettim. "Aybars ben dünyada en çok annemi kaybetmekten korkardım lakin şu an en çok seni kaybetmekten korkuyorum" dediğimde zar zor bulduğu sesiyle "Şşşh. Biz buradan üçümüz bir şekilde kurtulacağız. Lakin akıttığın o gözyaşlarının hesabını sormadan şuradan şuraya adım atmayacağım bilmeni isterim. " Derinden gelen öksürükle burnuna su kaçması kendisini daha çok çıkmaza soktuğunda elim ayağıma dolaştı. Elimden gelen hiçbir şey yoktu. Panik halindeki tavrımı sürdürdüğümde Aybars aldığı derin bir nefesle soluğunu dışarı verdi. "Dildar... Ben çok üşüyorum ama buradan bir çıkayım kafamı göğsünden hiç kaldırmayacağım. Senin sıcaklığınla ısınacağım. Bu arada son bir şey daha söylemek istiyorum." Bayılacakmış gibi baş gösteren tavırları kalbimi sıkıştırıyordu.Gözleri tekrardan bir açılıp kapandığında açık tutmakta zorlandığı gözlerini yarı kısık şekilde baktığında usulca dudaklarını araladı. " Seni hatıramda her daim dağın zirvesinde tek başına dik duran, yeri geldiğinde boynu bükük nazlı bir çiçek olarak düşleyeceğim. Ve sen benim göğüs kafesimin içinde ilelebet saklayacağım zemheri çiçeği olacaksın Dildar. "
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
NİRAN - GÜZEL SERİSİ IV cover
Yürek Ateşi  cover
•● KEHRİBAR ATEŞİ ●• cover
ZEMHERİ (TAMAMLANDI)  cover
GECENİN İZİ cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
canım hocam✓ʰʸᵘⁿˡⁱˣ cover
SARRAF cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
ÇÖL ATEŞİ (ESMER SERİSİ-1) cover

NİRAN - GÜZEL SERİSİ IV

5 parts Ongoing Mature

Niran... Ateş gibi yanan yüreğiyle terk etmek zorunda kaldığı Amed'e geri dönerken tek düşündüğü ailesine destek vermekti. Asıl yükün kendi omuzlarına ağırlık vereceğini nereden bilebilirdi? Berdelin kara fistanı üzerine çökmek üzere göz kırparken, karşı karşıya kaldığı adam ruhunu titreten Azad Ağaoğlu'ndan başkası değildi. Peki o... Azad Ağaoğlu. Hatırladığı bu alev bakışları bir kez daha gözünün önünden ayıracak mıydı?