Şiddet sadece fiziki bir eylem değildir.Ruhsal ve duygusal şiddete maruz kalmak,bir insanın soyut intihar biçimidir...
O şiddet gören milyonlarca kadından biriydi sadece...
Baharı seven eylülü özleyen...
O sıradan bir kadındı aslında,şarkı dinleyen,yemek pişiren...Düşleri dünde unutulmuş,yıldız toplarken,rüzgara yakalanmış...
O saçları hiç okşanmamış ve sevilmemiş milyonlarca kadından biriydi sadece...Kağıdı ve kalemi seven...cümlelere aşık...kimsenin umursamadığı...
O en çok maviyi severdi...Bütün mevsimlere alışık bir hüzünle bakardı aynalara...
O şiddet görüp susan milyonlarca kadından biriydi sadece...Hep gitmek isteyen,ama hep kalmayı tercih eden bir kadın...
O aynanın karşısında birkez olsun taramadı saçlarını...yüzündeki izleri allıklarla kapattı.
O milyonlarca kadından biriydi sadece...kalbi kırık kaldırım taşlarından,daha da kırıktı yüreği...koca bir şehir kördü ve sağırdı çığlıklarına...
O yağmuru severdi birde yağmur yüklü bulutları,ansızın gelip gözlerinde dururlardı...
O ait olmadığı bir yerdeydi...
Yeşile küs
Maviye aşık,
Eylülü özleyen...
O sevgiye aç onca kadın arasından biriydi sadece...
Bu kitapla bambaşka bir töre hikayesi okuyacaksınız. Bol kahkahalı kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da öfkeleneceksiniz. Ama bir karakter var ki o sizden biri. Onu seveceğinize emimim.
Ezman okumak için gittiği ve orada kalıp çalışmaya başladığı İngiltere'den Mardine yaz tatiline gittiğinde berdel kararıyla Asmin ile evlenmek zorunda kalır.
Ne Ezman bu zamana kadar izleyip okuduğumuz bir ağa ne de Asmin boynu bükük bir berdel gelinidir. Ezman başta bu evliliği kabullenmek istemez ve Londra'ya kaçma planları yapar. Sizce bunu başarabilecek mi?
Her ikisi de bu kadar alışagelmişin dışında bir karaktere sahipken, evlilikleri ayakta kalabilecek mi?
Ezman Ağa'nın ve Asmin'in berdel hikayesini okumaya, okurken hem gülüp hem ağlamaya var mısınız?