Story cover for şeytan üçgeni by haticekorkmazz56
şeytan üçgeni
  • WpView
    Reads 12,473
  • WpVote
    Votes 727
  • WpPart
    Parts 11
  • WpView
    Reads 12,473
  • WpVote
    Votes 727
  • WpPart
    Parts 11
Complete, First published Nov 01, 2016
iblislerin rahat bırakmadığı bir beden
ve o bedene huzur veren bir ruh

rüya kalp gözü açık rahmana sonsuz bir aşkla bağlı bir kız
gördüğü işaret dolu rüyalar ve kabuslar nedeniyle 
cevşeni ve kurani kerimini bir an olsun yanından ayırmazdı

tuna iblislerle anlaşma yapan 
ve hayatını medyumluk yaparak geçiren dini inancı olmayan
kibirli burnu havada aksi biri
onun için hayat iblisler ve karanlık odalardan ibaretti

rüya her zamanki gibi işe gitmek için durakta bekliyordu
kulaklığı kulağında kurani kerim dinliyordu
farkında olmadan kendi de yüksek sesle okuyordu

tuna gündüzleri asla dışarı çıkmazdı
o karanlığın prensiydi
o gün mecburen dışarı çıkması gerekti
arabası bozulunca minibüse binmek için durağa gitti
içinden en ağır küfürleri savuruyordu 
tuna kalkan basit insanlar gibi minibüse binicekti

kulağına gelen fısıltılar 
artık onu çileden çıkarıyordu
durakta kendinden geçmiş 
başı kapalı bir kız gördü
ne geveliyor diye merak edip yaklaştı
adeta büyüleyen bir duyguyla kurani kerim okuyordu 
okadar kendinde deyildiki onu izleyen 
tunayı görmüyordu

tuna içine dolan huzurlu sesle büyülendi adeta
ve o an bu kızın onu iblislerle dolu cehennem hayatından 
kurtarmaya gelen bir melek olduğunu anlatmıştı

ve bu melek  ne pahasına olursa olsun onun olmalıydı
aşkın korkulu hali 
zorlu ve bir okadar da imkansız bir aşk
All Rights Reserved
Sign up to add şeytan üçgeni to your library and receive updates
or
#3saflık
Content Guidelines
You may also like
Bordoya Karışan Aşk by pekbiafiliyalnizlik
29 parts Ongoing
Şarjörü doldurup atış kulaklığımı taktım. Karşımdaki hedefin kırmızı alanını delik deşik ederken rahatladığımı hissediyordum. Şarjördeki mermi bittiğinde atış kulaklığımı enseme indirip masanın üzerindeki mermilere uzandım. O sırada kulağıma dolan tok postal sesleri bana kimin geldiğini müjdeliyordu. Bir adamı yürüyüşünden tanıyor olmak garipti. Üsteğmen hala yanıma gelmemişti, merakla başımı geriye çevirdim. Arkamdaki masaya yaslanmış anlamlandıramadığım bakışlarla beni izliyordu. Bir eli yaslandığı masada, diğer eli de palaskasındaydı. Genelde omzuna asmaktan hoşlanmadığı bordo beresi ise tıpkı benimki gibi omzundaydı. Başımla kısa bir selam verip önüme döndüm. Tekrar pozisyon alıp hedefime odaklandım. Ben atış yaparken üsteğmen de yanımdaki alana girip atışa başlamıştı. Kavga eder gibiydik o an, kurşun seslerimiz ise sustuğumuz kelimelerimizi ifade ediyordu. İkimizin de kurşunları bitmişti, bakışlarımız birbirini bulduğunda yine o gizemli karaları karşıladı beni. Ben savaşmaya devam etmek ister gibi mermilere uzattım elimi, ama susmayı da beceremedim işte. ''Yurdunuzu arıyor gibisiniz üsteğmenim, gözleriniz sürekli bir arayışta sanki.'' Ona bir cevap hakkı tanımadan atış yapmaya başladım, silahımın tetiğine basmaya devam ederken yanımdaki adamın da pür dikkat beni izlediğini biliyordum. Son mermime de veda etmiştim. Başımı çevirdiğimde yine o bakışlara mahkum edildim. Aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi sonlandırıp yanıma geldi, elini uzatıp atış kulaklığımı çıkardı. Aramızdaki tek engel o kulaklıkmış gibi biraz daha yaklaştı bana, gözlerime daha yakından baktı. ''Belki de yurdumu bulduğum için sürekli gözlerine bakıyorumdur teğmenim.'' Bordoya boyanırken aşka karışan iki yürekli askerin hikâyesi...
SINIR |Tamamlandı| by __Katre__
75 parts Complete
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini kemerinin üzerinden çekip göğsünün üzerinde yazan yazıyı işaret etti. " Bak bakalım burada ne yazıyor?"dedi sesindeki alaycı tınıyla. " Arslan."dedi karşısındaki adam kısık çıkan sesiyle. Ardından Eylül'ün yaka kartını gösterdi Toprak parmak ucuyla. "Peki burada ne yazıyor." "Eylül Arslan." "Aynen öyle." dedi Toprak başını aşağı yukarı sallayarak. Ardından elini kaldırıp yüzüğünü gösterdi. " Bu."dedi sorgulayan sesiyle. " Yüzük." Eylül'ün elini tutup kaldırdı. " Bu."dedi tekrar. Aynı cevabı aldığında ellerini indirip birbirine kenetledi. Ve tekrar kaldırıp herkesin gözüne sokarcasına konuştu. " Birleştir bakalım ne çıkacak ortaya."dedi. Ardından masaya göz gezdirip karşısındaki adama dikti bakışlarını. Birkaç saniye cevap vermesini bekleyip adamın omzundaki elini sıktı. " Evlisiniz."dedi adam fısıltıdan farksız sesiyle. " Doğru cevap." dedi Toprak alayla. Adamın omzundaki elini çekip yüzünü Eylül'e çevirdi. Birkaç saniyeliğine yumuşayan bakışlarını tekrar buza çevirip masaya döndü. Birbirlerine kenetlenmiş ellerini gösterip: " Duyduğunuz gibi biz evliyiz. Daha öncesinde bilmiyordunuz çünkü bilmenize gerek yoktu. Şimdi öğrendiğinize göre herkese afiyet olsun." dedi. Masadan yükselen hayret nidalarını umursamazken masadaki yerine ilerledi. Eylül'ün elini bırakmadan yanındaki sandalyeyi çekip:" Geç güzelim." dedi. Yanlarındaki birkaç kişi duydukları ile küçük çaplı bir şok yaşarken onların gözü sadece birbirleri üzerinde idi.
FEVERAN by TaliaLidya
30 parts Ongoing
Bazı aşklar secdeye kapanır, bazı günahlar susarak ödenir. Mihran Uluöz, geçmişini unutmaya çalışırken, onu hatırlatacak bir adamla karşılaştı: Uluğ Mirza Köksoy. Kuzeninin ölümünü aydınlatmak için Türkiye'ye dönen Uluğ, sıradan bir cinayetin ardında yatan dehşeti ararken, geçmişiyle hesaplaşmak zorunda kalacağını bilmiyordu. Bir adam öldü. Bir kadın sustu. Bir aşk doğdu, ama doğduğu gün ölmeye mahkûmdu. Mihran, bir gecenin karanlığında kaybettiği hafızasıyla savaşırken, Uluğ ona hem işkence eden hem de onu hayatta tutan tek kişiydi. Her şeyin sonunda, herkesin kefaretini ödediği bir mihrap vardı. Bazıları oraya kanla geldi. Bazıları sessizlikle. Bazıları da yalnızca aşkıyla... Bu kitap, affetmenin ve cezalandırmanın birbirine karıştığı, aşkın bile bazen bir günah sayıldığı karanlık bir yolculuğun hikâyesi. Ve bu yolculukta, herkes ölüyor. Ama bazı aşklar, ölmeye razı oluyor. 》》》》》》》 "Söyle sevgilim, utanma uğruna savaşırken nasıl bana ihanet ettiğini anlat?" Yüzünde yenilgiyi kabul etmiş bir hüzün vardı. Yaşlarım dinmiyor, bu içimdeki acı bitmiyordu. Utanç duygusu tüm benliğimi ele geçirmişti. "Anlatamam... Çünkü hangi kelimeyle başlasam, seni kandırmış gibi hissederim canımın içi. Sessizliğim bile sana ihanettir artık. Ve senden önce kendimi kurtarmam gerekti sandım. Ama seni yakarak geçtim o yangından." CİNAYET! GÜÇ GÖSTERİLERİ! GEÇMİŞİN ACI İZLERİ! USLANMAZ DUYGULAR!
You may also like
Slide 1 of 10
BEYAZ IŞIK KIRINTISI | SARI cover
Bordoya Karışan Aşk cover
SINIR |Tamamlandı| cover
İSTİHALE  [✔️] cover
İmam Sorunsalı | Texting ✓ cover
FEVERAN cover
Kimliksiz Gazeteci  cover
Diyetisyen |Texting  cover
KURTLAR VADISI GLADIO cover
YEİS-Deli Kan cover

BEYAZ IŞIK KIRINTISI | SARI

20 parts Complete

❝Yel essin kokusu gelsin, derler. Yel esse, seni bana getirse olmaz mı, Akasya?❞ Akasya Altun, abisinin en yakın arkadaşı Aral Asrıner ile bir anda yakınlaşmaya başladığında kalbine karşı koyamaz olur. • Beyaz Işık Kırıntısı serisi yedi kitaptan oluşuyor, her bir kitabın alt başlığı gökkuşağı renkleri. Beyaz ışık kırılınca ortaya yedi rengin çıkmasını simgeliyor. Sarı, serinin üçüncü kitabıdır. Her kitap birbirinden bağımsızdır; yedi ayrı kurgu, yedi ayrı evren, yedi ayrı çift. Keyifli okumalar dilerim! 06.04.2024.