Bazen bir cümlede saklıdır acıların, mutluluğun .Veya bir şiirde saklıdır asıl gizem.Bir şiiri veya bir kitabı okurken o yazarın ruh halini merak ederdim ve yazdıklarının asıl yaşamıyla ilişkisi olup olmadığına.Severdim yazarları severdim yazmayı.Kendim yazdığım şiirlerde yaşadım.Orada hayat bulmak istedim.Ve ölümümde de son nefeslerimi eserlerimde vermek isterim.Şiirlerimi sevmen, kendine yakın görmen dileğiyle.
Kadın son nefeslerini şiirlerinde verirken , adam ise satırların çizgisinde sonsuz oldu. (Esir kaldı).
Bu da benden gecenin katran siyahına armağan olsun.Karanlık cesurlandırdı beni , karanlık öğretti yalnızken korkmamayı , kendimi geliştirmemi.Bende kendimi geliştirdim.
Ne mi yaptım?
-Şiir yazdım .Siyaha bürünmüş olan bana ve gecenin katran siyahına.
Bu kitapla bambaşka bir töre hikayesi okuyacaksınız. Bol kahkahalı kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da öfkeleneceksiniz. Ama bir karakter var ki o sizden biri. Onu seveceğinize emimim.
Ezman okumak için gittiği ve orada kalıp çalışmaya başladığı İngiltere'den Mardine yaz tatiline gittiğinde berdel kararıyla Asmin ile evlenmek zorunda kalır.
Ne Ezman bu zamana kadar izleyip okuduğumuz bir ağa ne de Asmin boynu bükük bir berdel gelinidir. Ezman başta bu evliliği kabullenmek istemez ve Londra'ya kaçma planları yapar. Sizce bunu başarabilecek mi?
Her ikisi de bu kadar alışagelmişin dışında bir karaktere sahipken, evlilikleri ayakta kalabilecek mi?
Ezman Ağa'nın ve Asmin'in berdel hikayesini okumaya, okurken hem gülüp hem ağlamaya var mısınız?