"Avucunun içini parçalayan bıçak gibiyim," diye fısıldadı bıçağı sıktığı avucunun içinde oynatarak kendisine doğru çekerken.
Avucumda oluşturduğu derin yarık boğazımda biriken kan damlalarının gözyaşı olarak yanaklarımdan ateş topu gibi yuvarlanmasına neden olduğunda acı damarlarımın içinde zift gibi dondu.
Saçlarımın arasından kulağıma dokunan dudakları tekrar hareketlendi.
"Varlığım canını acıtacak kadar keskin." Ağlamak istiyordum, avucumdaki yarık öyle hızlı bir şekilde kanla doldu ki, parmaklarımın arasından sızan acıyı hissedebiliyordum. Ruhum bedenimdeki tek bir noktadan çıkmak istiyordu. Beni parçalıyordu, dışarıdan içeriye gölgesi devrilen yağmur damlalarının katili camdı.
Derin bir nefes alırken burnundan verdiği nefes tüylerimin diken diken olmasına neden oldu. Nefes alışı bir vazgeçişin izlerini taşıyordu. ''Ama oradayım, sen nefes almadıkça bir anlamım yok.''
Annesi ile küçük bir köyde yaşayan 17 yaşında Arin, bir gün annesini bir yangında kaybeder ve bir başına kalır. Köylü kızı evlendirmeye karar verir. Ağalardan birisi kızın yaşlı bir adamla evlenmesine göz yumamaz ve oğlu ile evlendirir.
Kapak tasarımı için @paralevm çok teşekkür ederim.