Remi kimsesiz bir çocukmuş. Sekiz yaşına kadar bir annesinin olduğunu zannediyormuş. Ama bu tahmini boş değilmiş. Çünkü o ağladığında onu kucağına alan uyurken onu öpen bir kadın varmış. Onların bir ineği varmış. Genellikle Remi ineği otlamaya götürüyormuş. Onlar Fransa'nın en fakir sokağında yaşıyormuş. Bir gün eve bir mektup gelmiş. Bu mektupta Jorma'dan gelmiş. Jorma onun babasıymış. Mektupta babasının yaralandığını ve tedavi için para gerektiği yazıyormuş. Ama fazla para olmadığı ineği satmak zorunda kalmış. İneği satıp parayı Jorm'ya göndermiş. Jorm tedavi olduktan sonra Fransa'ya gelmiş. Remi'yi tam olarak bilmiyormuş ama annesinin Remi'yi doğururken öldüğünü ve onu başkasının aldığı biliyormuş. Jorm onu alan kadına hani sen bu çocuğu biraz büyüttükten sonra yetiştirme yurduna verecektin demiş. Barberen anne susmuş. Ertesi gün Jorm şehre gidecekmiş. Remi'yi yanında götürmüş. Şehirde bir adam ile karşılaşmış, adam çok zenginmiş. Remi'yi istemiş. Jorm da Remi'yi para karşılığında o adama vermiş. Remi adam ile yola koyulmuş. Adamın iki köpeği varmış. Adam bir sihirbazmış. Ve köpekleri gösteri yapıyormuş. Remi ile sihirbaz yola çıkmışlar. Paris'e gitmişler, bir yer bulmak için çok uğraşmışlar ve sonunda bulmuşlar. Köpeklerinin biri soğuktan donarak ölmüş diğeri ise yaşıyormuş. Sihirbaz ve Remi çok zorlanıyorlarmış. Paris'te sokaklarda sihirbazlık yapıyorlarmış. Polisler oraya gelmiş ve sihirbazı götürmüş. İki gün sonra Remi sihirbazın hapishanede öldüğünü öğrenmiş. Remi bir an şaşırmış ve çok üzülmüş. Sokakta gezerken polisin biri onu almış ve karakola götürmüş. Remi'ye onu yetimhaneye götüreceklerini söylemişler. Remi ilk başta hayır demiş. Sonra bir çaresi olmadığını ve rahat olması için teklifi kabul etmiş. Remi büyümüş ve yardımsever bir insan olmuş. :