Yüzünün her noktası ezberimdeydi. Kulak memesinin bitiminde beşgen şeklinde tuhaf olduğu kadar öpmeye de doyamadığım bir beni vardı. Kulak memeleri ayrıktı, bu yüzden o beni öpmek benim için hiçbir zaman zor olmamıştı.
Elmacık kemikleri o kadar belirgindi ki, profilden bakıldığında birer tepecik gibi duruyordu. Kirpikleri uzun değildi fakat kıvrık ve gürdü. Onlara baktığınızda, kesinlikle kıskanırdınız.
Dudaklarını nasıl tarif edebileceğimi bilmiyordum, henüz bu tanımı karşılayacak kelimeler ortaya çıkmış olamazdı. Aksi durumda bunu bilirdim ve onun dudaklarını boşa götürmezdim. Sadece şunu söyleyebilirim, dudaklarına baktığınızda, tüm vücudunuz ateş almış gibi hissedersiniz. Ya da, bir okyanusta boğuluyormuşsunuz da ciğerleriniz isyan ediyormuş gibi.
Gözleri çözmesi en zor olan yeriydi. Hafif çekik, iri ve yeşil. Soyadı gibi durgun suların yeşili.
O, benim huzur veren mavi hislerimi, şehvetle harmanlayıp siyaha dönüştüren kişiydi.
Bakışları geceliğin açıkta bıraktığı tenimde dolanırken ona yaklaştım boynuna doladığım kollarımla ona daha çok çekilip "Özledin mi beni?" diye fısıldadım. Yutkunarak belime tutundu.
"Beni deli etmek için mi yapıyorsun?" gülümseyerek kafamı salladım. Eli yavaşça belimi sıktı ve beni kendine bastırdı. "fazlasıyla başarıyorsun o halde."
Dudaklarıma kapanan dudakları benim için bu dünyadaki cennetin tanımıydı.
(+18sahneler içerir rahatsız olanlar okumasın.)