Yüzünün her noktası ezberimdeydi. Kulak memesinin bitiminde beşgen şeklinde tuhaf olduğu kadar öpmeye de doyamadığım bir beni vardı. Kulak memeleri ayrıktı, bu yüzden o beni öpmek benim için hiçbir zaman zor olmamıştı. Elmacık kemikleri o kadar belirgindi ki, profilden bakıldığında birer tepecik gibi duruyordu. Kirpikleri uzun değildi fakat kıvrık ve gürdü. Onlara baktığınızda, kesinlikle kıskanırdınız. Dudaklarını nasıl tarif edebileceğimi bilmiyordum, henüz bu tanımı karşılayacak kelimeler ortaya çıkmış olamazdı. Aksi durumda bunu bilirdim ve onun dudaklarını boşa götürmezdim. Sadece şunu söyleyebilirim, dudaklarına baktığınızda, tüm vücudunuz ateş almış gibi hissedersiniz. Ya da, bir okyanusta boğuluyormuşsunuz da ciğerleriniz isyan ediyormuş gibi. Gözleri çözmesi en zor olan yeriydi. Hafif çekik, iri ve yeşil. Soyadı gibi durgun suların yeşili. O, benim huzur veren mavi hislerimi, şehvetle harmanlayıp siyaha dönüştüren kişiydi.