İstanbul'un kabadayısının hikayesidir (Tamamlandı)
  • Reads 73,168
  • Votes 1,206
  • Parts 37
  • Reads 73,168
  • Votes 1,206
  • Parts 37
Complete, First published Nov 12, 2016
Not : " Hikayemiz bitmiştir. Destek veren herkese ve özellikle İnci ailesine çok teşekkür ederim. Kısa tutmamın tek sebebi uzun süren şeyin cıvığı çıkmasıdır. Profilimden beni takip edebilirsiniz böylelikle yakında yazacağım yeni hikayelerimi okuyabilirsiniz. "
  - Hesabımı takip etmeyi unutmayın ..

    Üsküdar'da dalga nasıl vuruyorsa kıyıya ,
      Bende Üsküdar'da vuruldum ;
      İstanbul'un karmaşık sokaklarına ..
      
      Giriş ;
      İstanbul'un sadece kıyıları ayrı değildir. insanları , semtleri ve akla gelecek herşeyi ayrıdır.
          iki çeşit bölge vardır bu şehr-i istanbul'un içinde arkadaşlar. Bir tarafta kürklü kadınlar , jilet gibi adamlar , villalar , lüks arabalar , babadan dolma cepler ..
          Diğer tarafta gariban analar , işçi abiler , gecekondular , emek dolu üç beş para ..
          Bu şehirde bir kural vardır. Zenginler , fakirden gelen birini asla kabul etmez diye lanet bir kural. Onların arasına girsede dışlarlar. 
          
          O zenginlerin arasına girip , bazılarına etek giydirmek için mermi , akıl ve para gerekliymiş. 
          işte tam böyle duyumlar olduğu sırada 10 yaşında bir çocuk , Karadeniz'in ücra köyünden , büyük istanbul'a ailesi ile yola çıktı.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add İstanbul'un kabadayısının hikayesidir (Tamamlandı) to your library and receive updates
or
#2politika
Content Guidelines
You may also like
Karanlığın Gölgesindeki 'Ay' Parçası (DEVAM EDİYOR) by KalemineAsikKiz29
28 parts Ongoing
Siyah hareleri yeşillerime öylesine kilitlenmişti ki, gözleri sanki ruhumu boğazlıyor, görünmez oklar fırlatıyordu. Yutkunamadım, bakışlarına karşın güçlü durmaya çalıştım.Gözleri birer silah olsaydı beni burada, o saniyede öldürdürdü. "Karanlığa meydan okuyorsun ama ne garip ki aynı zamanda korkuyorsun! İnsan korktuğu şeye hangi cesaretle meydan okuyabilir!" Kelimeleri, ölümün nefesini üfleyerek ruhumu kamçıladı.Sinemde yatan çocuk sessizce ağladı, nefesim daraldı. Beni her seferinde zayıf noktamdan vuruyor akrebin zehrini hiç acımadan ruhuma akıtıyordu.Harelerinin perdesinin ardında gizlenen duygularını çözemesem de, o perdeden irislerine sızan zehiri görmüştüm. Anlamıştım, o gözler harfleri inletecek, sözcüklere ağır manalar yükleyerek o kılıcı bana duğrultacaktı. Gösterdiği yere baktım. "Bir elma ne kadar sağlam ve organik olursa olsun, çürük bir elmanın yanında kaldığı sürece onunla çürümeye ve onun gibi olmaya mahkumdur!" Kelimelerin arasına sıkıştırdığı anlamlar, harflere çığlık attırdı. Cümlelerin altında yatan iması, kalbime keskin tırnakları ile kesikler atmaya başladı.Yutkunamadım, sanki yutkunsam dudaklarımın arasında saklanan kelimeler, esved ruhlu adamın kelimelerine mahkum olacak ve acı çekeceklerdi..Bunu biliyorlardı ve dudaklarımın arasında saklamaya devam ettiler "Sende şunu unutma Keskiner! Karanlığın içinde bir damla bile ışık varsa, o karanlık o ışığın aydınlığında bir gün yok olacak. Çünkü ışığın yayılması ve büyümesi ne kadar yavaş olursa o kadar kuvvetli olur!" "Göreceğiz." dedi, boş bakan gözlerinin ardındaki duvarlarda saklı duygu, ruhumu tavana astı. Elmanın sağlam tarafına bıçağı sertçe sapladı ama sanki o bıçak elmaya değilde kalbime saplanmıştı. "Göreceğiz, doktor karanlığın kasveti, ruhuna buluştığı zaman bu söyledikleri
You may also like
Slide 1 of 10
Karanlığın Gölgesindeki 'Ay' Parçası (DEVAM EDİYOR) cover
SEVECEKSİN  (Köy serisi I ) Tamamlandı cover
SUÇÜSTÜ AŞK (TAMAMLANDI) cover
Farklı Hayatlar [Tek Bölümlük Hikayeler] cover
KARARTI cover
KURŞUN İZİ cover
Mehsâ cover
Alçin Sönmez  cover
KURŞUNİ(mafya)  cover
 SADEM (TAMAMLANDI) cover

Karanlığın Gölgesindeki 'Ay' Parçası (DEVAM EDİYOR)

28 parts Ongoing

Siyah hareleri yeşillerime öylesine kilitlenmişti ki, gözleri sanki ruhumu boğazlıyor, görünmez oklar fırlatıyordu. Yutkunamadım, bakışlarına karşın güçlü durmaya çalıştım.Gözleri birer silah olsaydı beni burada, o saniyede öldürdürdü. "Karanlığa meydan okuyorsun ama ne garip ki aynı zamanda korkuyorsun! İnsan korktuğu şeye hangi cesaretle meydan okuyabilir!" Kelimeleri, ölümün nefesini üfleyerek ruhumu kamçıladı.Sinemde yatan çocuk sessizce ağladı, nefesim daraldı. Beni her seferinde zayıf noktamdan vuruyor akrebin zehrini hiç acımadan ruhuma akıtıyordu.Harelerinin perdesinin ardında gizlenen duygularını çözemesem de, o perdeden irislerine sızan zehiri görmüştüm. Anlamıştım, o gözler harfleri inletecek, sözcüklere ağır manalar yükleyerek o kılıcı bana duğrultacaktı. Gösterdiği yere baktım. "Bir elma ne kadar sağlam ve organik olursa olsun, çürük bir elmanın yanında kaldığı sürece onunla çürümeye ve onun gibi olmaya mahkumdur!" Kelimelerin arasına sıkıştırdığı anlamlar, harflere çığlık attırdı. Cümlelerin altında yatan iması, kalbime keskin tırnakları ile kesikler atmaya başladı.Yutkunamadım, sanki yutkunsam dudaklarımın arasında saklanan kelimeler, esved ruhlu adamın kelimelerine mahkum olacak ve acı çekeceklerdi..Bunu biliyorlardı ve dudaklarımın arasında saklamaya devam ettiler "Sende şunu unutma Keskiner! Karanlığın içinde bir damla bile ışık varsa, o karanlık o ışığın aydınlığında bir gün yok olacak. Çünkü ışığın yayılması ve büyümesi ne kadar yavaş olursa o kadar kuvvetli olur!" "Göreceğiz." dedi, boş bakan gözlerinin ardındaki duvarlarda saklı duygu, ruhumu tavana astı. Elmanın sağlam tarafına bıçağı sertçe sapladı ama sanki o bıçak elmaya değilde kalbime saplanmıştı. "Göreceğiz, doktor karanlığın kasveti, ruhuna buluştığı zaman bu söyledikleri