Ateşle oynamanın sonu felakettir, ama onlar ateşle oynamayı değil ateşle dans etmeyi seçtiler. Tuhaf olan şuyduki ateş bile onların karşısında savunmasızdı. Ateş adeta onlara kalkan olmuştu. Onlara yaklaşmak isteyenleri yakıp , küle çeviriyordu. Ne zaman bir rüzgar esip fırtına kopsa ateş daha da alevleniyordu, daha sert karşılık veriyordu rüzgara onları bu kadar özel yapan şey ise aşklarıydı... Ateşte kabullenip boyun eğmişti onlara. Peki yağmur yağarsa o ateş söner mi?
Ne kadar kavga etselerde, içlerindeki o tutkuyu inkar edip hiçbir şey olmamış gibi davransalar da, aşklarını kabul etmeyi istemeselerde unuttukları bir şey vardı AŞK RADARA YAKALANMIŞTI bile!
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."