Onlar birbirinden habersiz bir güne başlamışlardı.Güneşin o parlak ve göz kamaştıran ışığıyla birbirlerinin içine dokunmuşlardı . Belki iyi bir dokunuş ,belki de kötü bir dokunuştu. Bunu kim bilebilirdi ki? Kim bilebilirdi ,daha onlar bile bunu bilmezken? Kim hissedebilirdi ki onların tutkularını ? Onların kalp atışlarını... Daha onlar bile bilmezken! Evet arkadaşlar çok geçmeden Masumiyet Çağı kapısı aralansın! Çünkü onlar çoktan o kalplerinin demir kapılarını aralamış olacaklar! *Hikayeden kesitler* "Sakın bana yaklaşma!" "Elbisenizi getirmem için size yaklaşmam gerek Leydim." "Hayır! Gelme sakın! Ben gelirim." "Peki Leydim sizi bekliyorum." "Arkanı döneceksin ama!" "Ah! Sizin güzelliğiniz karşısında nasıl arkamı dönerim!" "Benim gibi soylu bir Leydi ile nasıl konuşuyorsun sen öyle! Aklınızdaki o pis senaryoları silin hemen." "Ama bir türlü silemiyorum..." "Bak! Eğer bakarsan tanrı şahidim olsun seni zindana attırır aslanlara yem ederim!" "Bu teklifinizi bir düşüneyim!" "Tanrım! Kafanı bir yere mi çarptın sen ?" "Hayır ama Leydim , sanırım kalbimi bir yere çarpmış olabilirim." "Pis ukala!" ..................................................................................................... "Biliyor musunuz Lordum?.Sizden nefret ediyorum!" "Vav! Leydim kusura bakmayın ama sanırım bana aşıksınız!" "Ne! Hayır ben öyle bir şey söylemedim." "Büyük halam sevgili Leydi Tatyana çocukken hep nefretin arkasında bir gizli aşk yatar derdi." "Ah! Lordum. Kandırılmışsınız da haberiniz yok ! Nefret sadece ama sadece nefrettir! Halanız sevgili Leydi Tatyana'ya benden selam iletin." "Çocuklar sonunda sizi bulabildim! " "Tatyana hala?" "Tatyana hala mı? Tanrım beni duydu!"