Aslında ben sevilmekten çok sevmek istemiştim hep.Böyle dolu dolu hissedebileceğim derece de sevmek.Okulu hiç sevmiyen ben olarak okula gitmek için can atıcak halde sevmek istemiştim.Bi sözüyle beni aglatabileceği,hayalimin çerçevesi bile olamazdı. Başka birşey dilesem olucakmış sanki.Hem hayalim gerçekleşti,hemde hayatımın aşkını buldum.Dolu dolu hissedebildi,bütün hücrelerinde hissetti sevdiğini.Sevildiğini de tabi.Gördüklerimden değil bu dediklerim,Hissettiklerimden. Büyüdü.Çok çok fazla büyüdü.Aşkımız bir deniz kadar faydalı,bi o kadar da can alıcı oldu.Dolu dolu yaşadık biz aşkımızı,hissettik birsürü.Kısadır aşkın boyu.Ama bizim aşkımız uzundu.Böyle upuzun.Deniz gibiydi bizim aşkımız.Ufuk'da bileşecektik biz. Yıldızlarım onun denizine düşeceklerdi. Ben onda boğulacaktım o bana karışacaktı. 'Denizim Yıldızlarına Talip Güzelim.Birleşirler mi ufukta.?' 'Adamın Öyle gözleri vardı ki.Kadın En derinine Aşık olmuştu' 'Şuan vaktim olsaydı o mavi gözlerine şiir yazardım.Fakat benim işim o mavi gözlere şiir yazmak değil,O mavi gözlerde yaşamak..' Lunapark da sırasını aldığı için ona kızan suratına çamur süren kız birgün o çocukla karşılaşırsa ne olacak ? Batu Andıç'ın burslu olduğu için o kadar yaptığı şeylere göz yumabilecek mi? Onu sevebilecek mı? Lunapark da 10 yaşında sırasını aldığı kızı çocukluk aşkı olduğuna inanan herşeye rağmen tüm yaptıklarını,hatalarını,Burslu diye dalga geçmesini arkasına alıp sevebilecek mı? Bu aşkı kazanabilecek mi? Irem Bade Demirci ve Batu Andıç'ın aşkı tüm olanları unutup gün yüzüne çıkabilecek mi? Hadi bunu öğrenelim....