"Sen zaten neyi bildin ki Yaren, söylesene neyi bildin? Nasıl inanırsın ya ruh hastası şu herife, nasıl benim karşıma çıkmazsın? Korkak gibi saklanırsın. Senin arkandan bekleyeceğim diye bağırmadım mı ben sana? Sana evlenme teklif etmedim mi? Sözünde durmayacak kadar adi şerefsiz haysiyetsiz bir adam mıyım ben? Sevdiği kadını beklemeyecek kadar aciz bir adam mıyım? Ben sana can olabilmeyi diledim be kadın, kulakların bunu duyup yüreğin ne demek istediğimi doğru yorumlayamıyor mu? Gidişinle tükendiğim her an abini arayıp senden bir haber var mı diye yalvardım yakardım ben, kaç defa Cihan'ın karşısına dikildiğimi hatırlamıyorum bile. Kaç gecemi sabaha döndürürken rüyalarda seninle kavuştuğumu gördüğüm halde gözümü gerçek hayata açmam ile acılarımla yüzleşip kâbusuma devam ettiğimi hatırlamıyorum. Ben sensizliği acı acı solurken bir gün dönme ihtimalini, bana gelişini hayal etmekten bir an olsun vazgeçmedim. Ben senden bir an olsun vazgeçmedim be kadın, vazgeçmedim. Ama sen, sen herkese her şeye inandın bir bana inanmadın, bir beni görmedin, bir beni duymadın, seni seven kalbimi hep hiçe saydın. Allah kahretsin Yaren bu kadar mı güvendin sen bana, başka bir adamın sözü ile sırt çevirecek kadar mı? Beni asıl yaralayan ne biliyor musun? Tamer'in yalanları değil, senin bana güvenmemen, sana dokunmaya kıyamazken başka biri ile olabileceğimi nasıl düşünürsün aklım almıyor? Ben senden başkasına nasıl dokunabilirim, seninle soluk alıp verirken söylesene ellerimi geçtim gözlerim ile bile bir tene nasıl dokunurum, nasıl değer yüreğim senin için atarken başka bir ruha... Bu kadar mı sevgime güvenmiştin? Bu kadar mıydık be Yaren? Bugünden sonra senin için yokum Yaren, yokum." Dedi ve gözlerinde gördüğüm vazgeçmişlik ile yanımdan geçip giderken vücudum pişmanlık ile kavruluyordu. Gidiyordu. Kaybediyordum.
***Özlem Uğurlu Aydın***Todos los derechos reservados