Yaşadığı alevlerle çevrelenmiş hayatı,onu korkuturdu. Şimdi ateşe sığındı,sığındığı çoğu yaşanmışlıkları geride bıraktı. Ama asla vazgeçmedi,yaktı ama en çok da yandı. Geri dönüşü olmayan yollar, ihanetler,çaresizlikler ve en önemlisi de birbirlerine olan tutkuları. İlk görüşteydi. Nefretinin içinde sevdi onu. Yüreğinde ısıttı, büyüttü o karanlık tarafı. İçindeki kızgınlığı bedenini ele geçiriyordu. Şimdi affetmesini istiyordu ,kolay mıydı? İstiyordu affetmek, onu özlediğini söyleyip,uğruna vazgeçmeyeceği sevdiği adamla birlikte olmak. Ve asla vazgeçemeyeceğinin birinin daha olduğunu söylemek. Onun da kendisini affetmesini istiyorudu, sevdiği kadından nefret etmemesini. Ona sıkıca sarılıp gitmemesini. Pişmanlıkları birlikte olmalarına engel olucak mıydı? Kıza usulca yaklaştı,elini uzattı. Gözleri masmaviydi,içinde bütün duyguları barındırıyordu. En çok da ateş gibi yanıyordu. Özlemle kavrulmuştu. Gece karanlığındayken ışığa muhtaç bir şekilde onu istiyordu Umay.Ürkütse de istiyordu,bu bir son olsa da istiyordu.O gözlere ait olduğunu bir kez daha hissetti . Elini tutmak istedi genç kız. Bunun için bile kendinden nefret etti .İçindeki son cesareti de kullanıp ona bir adım attı. Aslında bu cesaretden çok pişmanlığı için bir özür gibiydi. Yavaşça yaklaştı ,elini tuttu. Ve sevdiği adam gözlerine bakıp,"sen,ateşimin içinde, sana özel bir yer barındırmak istediğim kişisin. Bu gözlerdeki ateşi görüyor musun? Bu gözleri ilk defa çok sevdim çünkü, içinde sen varsın,sana ait olan herşeyi çok sevdim. Herşeyinle benimsin, senden vazgeçmem asla" dedi. Sesini bile özlemişti.Koşmak istedi ama buna engel olan birisi vardı. Oğlan,sevdiği kızın yanından geçip arabasına bindi. Arkasından Uygar'ın duymayacağı bir fısıltıyla "asıl sen hoş geldin, ruhuma sahip adam " dedi .All Rights Reserved
1 part