Genç adam bir kaç adım attığında kulübe büyük bir gürültüyle patladı. Ahşap tahtalar etrafa saçılıyor alevler hızla büyüyordu. Kızarmış gözleri dumanın etkisiyle buğulanırken, sağ gözünden bir yaş düşmüştü. Her zaman ağır duran, sert bakışlarıyla ortalığı inleten adam şimdi akan gözyaşını birilerinin görmesini umursamadan kulübeye bakıyordu. İlk şoku atlattığında "Buçee" diye bağırıyor alevleri azalmak yerine rüzgarın etkisiyle daha da korlanan eve koşuyordu. Hiç düşünmeden alevlerin arasına giren Ermen ceketini savurarak alevleri dağıtıp kendine yol açmaya çalışıyordu. "Buçe nerdesin?!" Sigaradan tahriş olmuş boğazı dumanın etkisiyle daha da şiddetli acıyor öksürmesini durduramıyordu. Bütün odalara bakmış Buçe'sini bulamamıştı...