Kader denilen şey, insanların hayat yolunda ki çizgilerinden şaşmadan ilerlemesi midir? Düşünüleni o yolda, son sürat devam ettirmek ve değiştirmeye çalışmaması ve kaderinin seni o yolda yönlendirmesi..
Kader benim gözümde değişken bir fahişedir..
Aslında biz, kaderimizi istediğimiz yöne çeviriyoruz ve istediğimiz olmadıysa şayet kendimize kızıyoruz. Çünkü başkalarını suçlamak her zaman kolay geliyor ve egomuzu tatmin etmemizin en kolay yöntemi budur..
Kader avcılığına ise, bu yönde ki düşüncem sayesinde ortaya koyduğum ve o yolda hedefi şaşırmadan devam edebildiğim, gerçekten ben olduğum için bu yolda durmadan koşabildiğim tek hedefim. Babamın ölümünden sonra yemin etmiştim bu işi temizleyeceğime. Sevdiğimden değil, Tanrı biliyor ya günahımı o adamdan daha çok severim. En azından kendi yaptığım hatalarımın bedeli. Fakat ailemi ne kendim seçebildim ne de bu fırsata sahiptim. Mesele ölmesi değildi, ölürken bana son nefesinde söyleyemediği sırrıydı ve bu bizzat benden önce ki kardeşim ve annem ile ilgili olmasıydı...
17 yıllık hayatını geçirdiği ailesinin öz ailesi olmadığını öğrenen Umay'ın hikayesini anlatıyoruz.
Klasik bir aile kitabı olabilir ama çok daha güzeli.