Mahkum edildiği yalnızlığa aşık olmuş bir adam. Acılarını, kalp kırıklıklarını, kaybettiği çocukluğunu içinde yaşayan ve gözlerini dış dünyaya kapatan Poyraz Mertoğlu, aşka dokunursa?
Hiç hissetmediği duyguya sarılıp bilmediği dünyaya adım mı atacak yoksa geçmişte yaşadığı korkunun gün yüzüne çıkıp onu mahkum olduğu yalnızlığa itmesine izin mi verecek?
Bembeyaz bir dünyaya açtığı gözleri bir an da karardığında, hiç bilmediği bir dünyaya mahkum olan bir kadın. Yürümesi gereken yolda koşmak zorunda kaldığında, dinlenebileceği bir sığınak ararken kendini aşkın eşsiz kollarında bulur. Zor ve acılı olan hayatından kurtulmak için elini aşka uzatacak mıdır yoksa önüne bakıp koşmaya devam mı edecektir?
Öyle ki, yapacağı tercih hayatını tamamen değiştirecek ve bilmediği gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Yanlız bir adam düşünün. İşkolik, kaba, sert, iri yarı. Öyle ki insanlar onun gözlerine bakmaya korkarken bir anda hayatına giren minicik bir bedenin bu adamı bir kediye dönüştüreceğini kim bilebirdi ki?
○○○○○○○○○○○○○○○
Kucağındaki minik kızına baktı içine dolan sevgiyle.
"Babasının güneşi, güzeli. İyiki geldin babam. İyki girdin hayatıma. Mis kokulum.."
○○○○○○○○○○○○○○○