Nasya milos adasında bir papazın kızıdır. Siyah saçları, beyaz ve pirüşsüz yüzü, kahverengi gözleri vardır. Asi ve başına buyruk bir kız çocuğudur. O da her çocuk gibi yaramazlık yapıp koşup oynuyor ve yine her çocuk gibi hayal kuruyordur. Sürekli milos adasının piskopos eşi Edwina'ya özenir. Bir gün onun yerine kraliçe olacağı günleri hayal edip durur. Lakin üç kader meleğinin ona biçtiği yazgı başkadır. Bir gece Türk leventleri milosa saldırır. Her tarafı yakıp yıkarlar. Genç , yaşlı, kadın, çocuk, demeden herkesi kılıçtan geçirirler. Nasyanın gözlerinin önünde papaz babası hunharca katledilir. Küçük Nasya kaçırılır. Haftalar süren deniz yolculuğundan sonra bosnadaki köle pazarında beyler beyine satılır. Nasya, Bosna sarayında güzelliği ve parlak zekası sayesinde beyler beyinin gözüne girer ve dönemin Valide sultanı Safiye sultana hediye edilir. Daha sonrası bir rüya gibidir Nasya ölümü beklerken kendini cennette bulur. Sönen umutları tekrar filizlenir. Safiye Nasyayı kızı gibi sever ve eğitir. Kıza birde isim verir "mahpeyker". Artık mahpeykerdir o. III Mehmet öldükten sonra Safiye sultan eski saraya sürülür. Nasya kısa süre sonra padişah ahmede sunulur. Mahpeyker artık sarayda kraliçelik adımlarını atmaya başlamıştır. Safiye sultan ölünce mahpeyker yıkılır. Ama iktidarı önündeki engelde kalkmış olur. Ahmet ise ona kösem der okumalar İktidara adım adım ulaşır. Oğlu murat döneminde saltanat naibeliği yapar. Kösem öyle bir güçlenir ki kudreti ülkeleri aşar ama kadar daha söyleyeceği çok söz vardır . Osmanın dünyaya hükmederdi. Kadınlar ise osmanlıya. Kösem de bu kadınlardan biridir. Bu kitap; Kadınlar saltanatının zirvesindeki imparatoriçe kösemin anlatacaktır. İyi