Kişilarin yaşadığı sönemler: 2015-2024
Bulundukları zaman dilimi: 1937
Sağlayan araç (genel adıyla): Zaman makinesi
Kişiler: Noralt, Craan
Kesit: Kitaptan bir bölüm.
Gözlerinden anlaşılıyordu hüznü, boynunu sallayarak, umutsuzca haykırdı "lütfen! Bunu yapma!"
Bu Craan' ın umrunda olmadı, gelecekte yaşadıkları yani yaşayacakları onu, içten içe kemiriyor, bunu yapmak zorunda olduğunu düşünüyordu. "Yapacağım!"
Umutsuzdu, başını eğip kapattı gözlerini, sanki düşeceğini bildiği halde tutunmaya çalışıyordu. Ve, yorgundu. Gözlerinden iki damla yaş yere düştü. Gözlerini açıp boynunu ona doğru kaldırdı.
"Yaparsan bu bizim sonumuz olacak!"
Ve devamını düğümlenmiş boğazıyla zor söyledi "bunu biliyorsun!"
Ama o cevap olarak ateş içindeki gözleriyle ona odaklandı sadece ve büyük bir hırçınla bağırdı.
"Bu benim değil! Bu senin sonun olacak!"
Craan öfkeli ve öfkesini yenemeyen biri olduğundan bu onun için artık geri dönülemezdi. Makine kolunu yavaşça aşağıya indirmeye başlamıştı. O parmak uçlarından hissetmişti yok oluşunu, ardından göz yaşları içinde
"Lütfen , lütfen yapma..."
Ama Craan onu umursamaz bir tavırla, kolu sona doğru indiriyor.
"İşte istedikterim! Herkez bana boyun eğisin! Herkezz!!" diye sözler sarf ediyordu.
Aç gözlülüğü gözünü döndürmüş başını aşağıya eğip kolu sonuna kadar indirdi. İstemiyordu ama zorundaydı, çünkü egosu onu yönetiyordu. Bu sırada Noralt son sözlerinıli sarf etti.
"Aaaaaah, yapmaaaaa, noluuuurrr..."
O, yok olduktan sonra Craan gözlerini kapadı, hala sinirliydi, sözleri şunlar oldu. "Sen! Evet Sen! Sen olmasaydın bunların hiç biri olmayabilirdi! Tüm bu olanların sorumlusu sensin!.."-
-
-
-
-
-
-
-
-
ZORLA EVLİLİK VARDIR, ONA GÖRE OKUYUN.
Umursamaz tavrı beni sinirlendirmişti, babamın götünden resmen ter akıyordu. Kapıyı kapattı ve stresle bana baktı, bende ona baktım.
"Bu adamla seni evlendirmek zorundayım Yağmur, bu adama karşı çok dikkatli olacaksın duydun mu beni?" Dedi, şaşkınca ona baktım, ilk defa beni düşündüğüne dair bir konuşma yapmıştı. Ama bu beni zorla evlendirdiği anlamını değiştirmezdi.
Yinede uzatmamak adına, "tamam" diyerek içeriye geçtim, adamın ismi neydi acaba? Neyse, adamın yanına mecburen oturdum ve bacak bacak üstüne atarak elimle oynamaya başladım, adam benden tarafa bakmazken yutkundum.
Sakin olmam gereki-
"Evet kızım nasılsın? Maşallah pekte güzelsin." Diyen amcanın sesiyle daha bir gerginleştim.
"İyi... iyiyim amca." Dedim, acaba amca demese miydim? Amca ise bana gülerek baktı.
"Bana Arda baba diyebilirsin." Dedi, baba demek doğru gelmiyordu.
"Peki," dedim sadece, Arda amca ile babam konuşurken bende anneme bakıyordum, o bile stres içinde yanımdaki adama bakıyordu. Adını sorsam bana söyler miydi ki?
"Şey... adını öğrenebilir miyim?" Dedim yanımdaki adama mırıldanarak, adam yaslandığı yerden bana baktı.
"Kerem."