"Sürekli kavga ettiğiniz ve sürekli nefret kustuğunuz bir insanın kaderiniz olacağına inanır mıydınız? Genç adam nefret ettiği kadını arıyordu,ona ulaşmak imkansızdı fakat pes etmemişti. Bir gün bir yurdun önünden geçerken ona benzeyen ve onun gibi gülen bir kıza rastlamıştı. Küçük kızın gülüşü onu bir hayli merak ettirmişti,küçük kızın yanına gidip. "Merhaba küçük kız bu kadar komik olan ney?" Diye sormuştu genç adam,kız konuşmamıştı genç adama baktıktan sonra gözlerini gökyüzüne dikerek gülmeye devam etti,genç adam şaşkınlıkla küçük kızı izliyordu. "Hey küçük,merak ediyorum bu kadar komik olan ne?" Küçük kız genç adamın omzunu tutarak işaret parmağını gökyüzüne kaldırdı. "Görüyor musun?" Genç adam merak ederek. "Neyi görüyor muyum? Küçük kız tebessüm ederek. "Çok değer verdiğim ve sürekli oyun oynadığım kuşum beni terk etti,bu ağacın gölgesinde uyuyor ama ben onu gökyüzünde görüyorum." Genç adamın gözleri doldu. "Üzülmüyor musun seni terk ettiği için?" küçük kız aynı tebbesümle. "Üzülüyorum." Genç adamın bakışları değişmişti. "O denli neden bu kadar mutulusun?" Küçük kız genç adamın elinden tutup kaldırdı. "Mutluyum çünkü onu sevdiğimi bir çok kez söylemiştim,mutlu olmak zorundayım çünkü o beni izliyor." Genç adam kızın olgunluğu karşısında şaşırıp kalmıştı. Genç adam susmuş ordan giderken ağlıyordu,artık umudu kalmamıştı,nefret ettiği kadınla ilgili birden duraksadı kadının söyledikleri gelmişti aklına. "Ben senin kölen değil,kaderin olmak istemiştim." Genç adam ağlayarak gökyüzüne baktı. "Mutsuzum." Dedi. Çünkü nefret ettiği kadına bir kez olsun. "Seni seviyorum." Diyememişti.