"Kaçıyorsun. Tek yaptığın kaçmak. Sen nesin biliyor musun Beste? Tam bir korkaksın. Yüzleşmekten korkuyorsun! Bu şekilde korkarsan acıların daha çok üstüne gelecek! Yapayalnız hayatında düşünceler beynini kemirecek, içindekileri tuttukça katlanamayacaksın Beste. Delireceksin!" Bana bağırarak söylediği bu sözler bu sefer beynime değil tam kalbimin ortasına yerleşti ve adımlarım kalbime inen darbeyle durdu. Neler yaşıyordum ben? Neden söylediği sözlerin doğruluğu her yanımın alev almasını sağlıyor? Başımı iki elimin arasına aldım. Düşüncelerim çığlık çığlığa kavga ediyordu. Yaşadıklarım bir film şeridi gibi gözlerimin önüne serilmişti. Üstünden kalkamıyordum. Arkamı dönüp gözlerimi kahverengiliklerle buluşturdum. Doğru söylüyordu! Lanet olsun ki doğru söylüyordu. Tam karşısında ellerim başımda durup olanları idrak etmeye çalıştım. Başımdaki ellerimde hissettiğim minik damlalar korkuyla titrememe sebep oldu. Yağmur. Araba. Ölüm anı. Daha çok titredim, sarsıldım. O anları yeniden yaşıyordum. Beynime söz geçiremiyordum, durmuyordu, susmuyordu. Bir çift kol bedenime sarıldığında artık engellemeye dermanım yoktu. Neden bilmiyorum ama bu kollara ihtiyacım vardı. Muhtaç olmaktan nefret ediyorum. "Buradayım Beste. Yanındayım. Korkma." Az da olsa korkmuyordum. Hayatımda en son güveneceğim kişinin kollarında korkmuyordum. Kuyunun derinliklerinde yüzleşme vakti yaklaştığının uğultuları duyulurken ben hayallerimi beynime bağlayıp olacakları bilmeden duvar kenarında bekliyordum. Uğultuların sesi yaklaştıkça yüzleşme zamanını yakınlarımda hissediyordum. Peki yüzleşmeye hazır mıydım?
5 parts