Üç farklı şehir, üç farklı insan.
Görmeden, dokunmadan tanışan kalpler...
Çay içmeden günü geçmeyen, incelikten uzak, erkeklere kafa göz, tekme tokat dalacak kadar kaba Miray Demir.
Hayatının %70'i kitapların sayfaları arasında geçen, okulun inek öğrencilerinden biri, mahkeme duvarı kadar sert yüzlü Asena Aladağ.
Utanmaktan uzaylılara benzeyecek kadar kızaran, aşktan anlamayan, dilinden çok kalemi konuşan Neslişah Türksoy.
Ve gecelere taşınan, mesafelere sığmayan hayallerin geçtiği yollar...
Miray: Pardon, yazar hanım ablacığım, hazır el atmışken benim kabadayılığın cep kitabının ilk cümlesini yazmama yardım etsene.
Asena: Bana da yeni kitap yazar mısın? Kitaplığımda yenisi yok.
Neslişah: Saklanacak fare deliği bulur musun bana da? Utanınca kızardığımı kimse görmesin.
Siz: Selamünaleyküm beyefendi
Hayırlı Doktor Kısmet: Aleykümselam, kimsiniz?
Siz: Teravihte annenizin numaranızı verip, doktor oğlum diye övdüğü kişi
Siz: Muhtemelen size de, hayırlı bir kısmet, diye tanıtılan kişiyim.
Siz: Hayırlı iftarlar dileyip, iftardan sonra müsaitseniz konuşmayı uman kişi de olabilirim.
Siz: İyi akşamlar.