Miami vampirler şehri. Burası Güney Sahili; kış demeye bin şahit gereken güzel, ılık, temiz, cıvıl cıvıl ve elektrikle yüklü bir hava. Durgun denizden esen yumuşak bir rüzgâr koyu, krem rengi kumun üzerinden eserek neşe içindeki ölümlü çocukların doldurduğu düz, geniş kaldırımları serinletiyor. Bir zamanlar, bugünün yaşlılarının başlarını soktukları vasat sığınaklar olan alçı sıvalı o eski oteller şimdi şık, pastel badanalarıyla yeniden doğmuşlardı ve yeni isimleri zarif neon lambalarında sergileniyor du. Verandalı açık hava restoranlarının beyaz örtülü masaların da yanan mumların alevleri titriyor du. Sürücüler ve yolcular bu baş döndürücü insan kalabalığını izlerken, büyük pırıl pırıl Amerikan arabaları bulvar boyunca ağır ağır ilerliyodu ve kâh orada kâh burada tembel bir yaya araçların arasından salına salına geçerken trafiğin akışını engelliyordu.