"Ayberg bulunduğu yerden ölümün baş gösterdiği çukurlara bakmaya başladı, dizlerinin üzerine çöktü, artık gücü tükenmiş bitkin düşmüştü, saçlarında aklar belirmişti. Umutsuzluk tüm benliğini sarmıştı.
Gökyüzü bile gördüğü manzaraya dayanamadı ve kısa bir süre sonra, ortaya çıkacak tabloya tanık olmak için kendilerini gösteren bulutların, yağmur damlalarını gözyaşı misali akıtmaya başlamalarını onlardan rica ederek istemişti."
"Dün ve bugün ne fark eder, kana bulanmıştı bir kralın eli,
Tanık olanlar insandı, havada uçuşanlar ise akbabalar,
Engel olacak olanlar kör ve sağır,
Binlerce ruh haykırırken verimli toprak altından,
El ele tutuşanlar, yaşlılar, çocuklar; Duyan çıkmaz mıydı onları bir fani?
Toprağın can damarlarına akıp gidememişti bir damla kan. Önüne çıkan hep engel, hep can,
Uyanmalıydı, gerçeği görmeliydi Ayberg,
Dörtnala koşarken özgürlüğe, cana can katmalıydı"
"Halkı için uğraş veren bir kral, hiç düşünmeden ona ihanet eden bir halk ve onlara ön ayak olanlar. Ayrıca bu sarmalın içinde çaresiz bir komutan, babasının hiç dinlemediği bir oğul ve evlatlığı, her şeyden habersiz bir kadın ve üç günahsız can; İşte tüm bunlar son anların özeti gibiydi bu isyanın. Aslında isyanın sonuçları elbet şimdi ortaya çıkmayacaktı. Ancak o sonuç-lar ortaya çıktığında şu an verdiği etkiden çok daha büyük bir etkiye sahip olacaktı. Zaman tüm bunları gösterecek ve hiçbir pişmanlık fayda etmeyecekti."
###Kullanılan medya ve resimler temsilidir, hikaye ve karakterlerini yansıtmamaktadır.
"Bey bir şey demeyecek misin, Ne oldu, Ne kararı alındı?"
Dedemin bakışları ben dışında tüm aile üyelerinde gezindi. Baktığı herkes yerinde kıpırdanırken ben bakmadığı halde kıpırdanıyordum.
En sonunda ise tekrardan babaanneme döndü ve dudaklarını araladı.
"Karar alındı. Barış sağlanacak.
Biz o aşiretten bir kız alacağız ve onlarda bizden bir kız alacak."
Ben rahatlamamız gerektiğini düşünürken, ortam daha da gerilmişti. Sebebini anlayamıyordum.
İki aşiret aralarında düğün yapıcaktı işte. Ben umuyorum ki gönlü olan kişiler evlenir.
Ortamdaki sessizlik dedemin sesi ile kesildi. Ama sanki o sessizlik artık çok daha bir sessizlik gibi geldi bana.
Ölüm sessizliği gibi.
"Ahter'i yarın akşama hazırlayın, Şahkar aşiretinin ağası, Ares Şahkar
Yarın istemeye gelecektir."
Hayır. Barış sağlansın diye her şeyi yapamazdım. Kesinlikle yapamazdım. Ben yapamazdım.