10 Kapitel Laufend Ait olamadığın yerde bile köklerin tutunmayı seçer.
Ve yanlış toprağa düşen bir tohum bile, sırf yaşamak için çiçek olmayı yazgı edinir...
Bu bir aşk hikâyesi değil. Bu bir savaş. İnsanın kendini bulmak için verdiği, sesi çıkmayan ama en çok yankılanan bir savaş. Ve bu savaşta, en keskin silahın yüreğin olduğunu öğreniyorsun.
Bu bir teslimiyetin değil, bir başkaldırının hikâyesi. Çünkü bazen en derin karanlıklarda bile ışık süzülür. Ve bir yabancının bakışı, en kalın zincirlerden daha çok kırar seni. Barlas'ın gözleriyle tanışınca başlıyor kırılmak. Kırıldıkça dönüşmek. Dönüştükçe yeniden doğmak...
Begonya, adını bir çiçekten almış olabilir. Ama o, toprağa değil acıya kök salmış bir kadının hikâyesi. Kumarda bir borca karşılık satılan, bir adamın ellerine zorla bırakılan bir genç kadının, en karanlık evlerde bile umut yeşertebilen direnişini anlatıyor bu roman.
Bu hikâye ne sadece aşk, ne sadece acı.Bu, bir kadının kendini bulma çabası,bir adamın insan olmayı hatırlayışı,
ve karanlıkta filizlenen umutların adım adım ışığa yürüyüşüdür.
"Savaş alanında bile açan çiçekler vardır. Ama en çok, imkânsız bir aşkın gölgesinde büyürler."