"Küçücük bir kızdım, her zamanki gibi..."
Delphi, bacakları bir kazadan dolayı felç ve ruhsal sorunları olan bir kız. Babası o küçük yaşta ölürken, annesi hala bütün canını Delphi'ye vermeye çalışıyordu. Onu hayata tek bağlayan şey kızıydı...
Delphi küçük yaşta çok olgun düşüncelere sahipti. Ayrıntılara genel bakan, her daim mutlu olan, çikolataya ve atına ayrı bir sevgi duyan koca dünyadan sadece bir kızdı. Bu onu tabii diğerlerinden özel yapmıyordu. Hiçbir zaman güzelliğiyle övünmeyen bu kız günün birinde karşısına çıkacak kişiden habersizdi.
Bu kişi onun kaderini değiştirirken onla yaşamayı biricik kalbi izin verecek mi?
Ya da şöyle mi demeliyim? Şu kısacık hayat onla yaşamasına izin verecek miydi?
NOT: BU KİTAPTAKİ OLAYLARIN HEPSİ YAŞANMIŞ GERÇEKLERDİR!
"Karımla aynı evin içinde, ayrı ayrı yatacaz öyle mi?" üzerime doğru gelen adımlarıyla birlikte arkaya doğru geriledim. Onunla aynı evde bulunduğum yetmezmiş gibi bir de aynı oda da kalacaktık.
"Tamam sen, bu oda da yat ben başka oda da yatarım." diye başka bir öneri sundum, ama bu öneri mi de reddeceğinden adım kadar emindim.
"Önerini reddediyorum. Sikseler de seninle ayrı odalar da kalmayacaz, bu oda da karım'ın yanında kalacam." ciddiyetle verdiği cevaba, ağzım açık kaldı.